GÜNDEM
Her Yer Tribün Herkes
Çarşı
Çarşı’nın
önde gelen isimlerinden Cem Yakışkan, Bülent Ergenç, Erol Özdil, Güray
Sözmen’in da aralarında bulunduğu 35 kişi, Gezi eylemlerine ilişkin hâkim
karşısına çıktı. ‘Darbeye teşebbüs’ suçlamasını kabul etmeyen Cem Yakışkan,
“Darbe yapabilecek gücümüz olsaydı Çarşı grubu olarak Beşiktaş’ı şampiyon
yapardık” dedi. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya
‘darbeye teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan
35 tutuksuz sanık ile 100’e yakın sanık avukatı katıldı. İddianamede müşteki
olarak yer alan 9 polis memuru ise gelmedi. Sanıklar, avukatlar, basın
mensupları ve taraftarların mahkemeye girişi sırasında izdiham yaşandı. Salonun
yetersiz kalması üzerine sanık avukatları, duruşmanın adliyedeki büyük salonda
yapılmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Metin Tamirci, “Mahkeme deplasmana
gittiyse Türk hukuk sisteminde hep sıkıntı yaşandı” dedi. Sanık avukatlarından
Avukat Ali Rıza Dizdar ise “Silivri’ye deplasmana gitmiyoruz, aşağıda, adliyede
büyük duruşma salonu var, ben şimdi hangi avukata dışarı çıkın diyeyim” diye
tepki gösterdi. Mahkemenin büyük salona taşınmasının ardından Mahkeme Başkanı
Metin Tamirci tarafından iddianamenin suçlamalara ilişkin 3 sayfası okundu.
‘Darbeye teşebbüs’ ve ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ ile suçlanan Cem Yakışan,
suçlamaları kabul etmeyerek şunlar söyledi: “Gezi eylemlerine katıldım. ‘Mesele
birkaç ağaç meselesi değil’ sözü bana ait değildir. Polis ifademde söylediğim
‘siz’ kelimesini polis ‘telsiz’ diye yazmıştır. Darbe yapabilecek gücümüz
olsaydı Çarşı grubu olarak Beşiktaş’ı şampiyon yapardık. 1980’de darbe gördüm
ben Ne demek olduğunu biliyorum. Bizim darbe ile siyaset ile işimiz yok.
Çarşı’yı terör ve suç örgütü olarak Göstermek En Hafif İfadeyle Haksızlıktır.
Çarşı Bir Simgedir, Korunması Gereken Bir Değerdir.”
Hürriyet
Kpss’de 3 Bin 240
‘Olağan Şüpheli’!
Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2010’dan bu yana yürüttüğü, KPSS Eğitim Bilimleri
ve Genel Yetenek sınavı sorularının sızdırıldığı iddiasıyla yürüttüğü
soruşturmada “şüpheli” sayısının 3 bin 240 olduğu ortaya çıktı. 10-11 Temmuz
2010’da yapılan KPSS’den sonra, Genel Yetenek sınavından bin 29 adayın, Eğitim
Bilimleri sınavından ise 350 adayın tüm sorulara doğru yanıt vererek tam puan
aldığı ortaya çıktı. Savcılık soruların çalındığı ve kopya çekildiği
iddialarıyla soruşturma başlattı. 2010’dan bu yana “suç işlemek amacıyla örgüt
kurmak, bu örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve örgütlü
olarak sahtecilik” suçlarından sürdürülen soruşturmada, adayların yanlış
hesaplamalar yapmasına karşın doğru yanıtları işaretledikleri, adayların
kitapçıkları üzerindeki karalama ve yazıların silindiği, değiştirildiği gibi
iddialar günyüzüne çıktı. Soruşturma sürerken adayların üzerinde karalamalar
yaptığı kitapçıkların, ÖSYM’den savcılığa gönderilen yazı ve savcılığın onayı
ile imha edildiği öğrenildi. Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından
Yücel Erkman’ın dosyayı devralmasının ardından soruşturmanın seyri değişti.
Erkman, suç örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilebilmesi için, başka suretle
delil elde etme imkanı bulunmadığından, sınavda 120 sorudan 110 ve üzeri soruyu
doğru yanıtlayan 2 bin 676 kişi ile birlikte daha önce 564 şahsa ait telefon
numaralarının HTS kayıtları ile yapılan analiz çalışması sonucunda tespit
edilen 40 kişi olmak üzere toplam 2 bin 716 kişinin GSM numaraları üzerinde
gerekli araştırma yapmak üzere 1 Haziran-1 Ağustos 2010 arasındaki HTS
araştırması istedi. Erkman’ın talebi mahkemece kabul edildi. Soruşturmada, 2
bin 676 kişi ile daha önceden hakkında soruşturma bulunan 564 kişiyle birlikte
toplam 3 bin 240 kişinin şüpheli olarak soruşturulmasına devam ediliyor.
Soruşturmanın, HTS raporuyla şekillenmesi ve ardından şüpheli ifadelerinin
alımına geçilmesi bekleniyor.
Milliyet
Erdoğan Erbil Ve
Bağdat’a Gidecek
Irak
yönetimi ile yaşanan sorunların diyalog yoluyla aşılmasının ardından başta
petrol olmak üzere birçok alanda yeni anlaşmalar için görüşmeler yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yeni yılda ilk gezisini Bağdat ve
Erbil’e yapmayı planlıyor. Yüklü program kapsamında önce Bağdat ardından
Erbil’i ziyaret edecek olan Erdoğan’ın önemli mesajlar vermesi bekleniyor.
Erbil merkezli Rudaw internet sitesi, Erdoğan’ın, yeni yılda Kürdistan Bölgesi
ile Bağdat’ı ziyaret edeceğini duyurdu. Erdoğan’ın 2015’in ilk gezilerinden
birini Bağdat ve Erbil’e gerçekleştireceği ve yüklü bir program dahilinde
görüşmeler yapacağı ifade edildi. Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Mehmet Akif
İnam, ziyaretin iki ülke ilişkilerini güçlendireceğini belirterek, “Planlanmış,
tarihe bağlanmış bir ziyaret bulunmuyor ancak her iki ülke cumhurbaşkanlarının bu
yönde arzu beyanı yaptıklarını hatırlıyorum. İki ülke arasında üst düzey
ziyaretlerin olması doğaldır. İlişkilerimizi güçlendirir. Bu ziyaret sizin
sorduğunuz gibi ocak ayında da olabilir, başka tarihte de olabilir” dedi.
Erbil’de AFAD yetkilileriyle basın toplantısı düzenleyen İnam, Türkiye’nin
Irak’a ve bölgeye yaptığı insani yardımlarla ilgili bilgi verdi. İnam,
“Eylül’de yaşanan sıkıntılardan sonra Kobani’den yaklaşık 200 bin kardeşimizi
Türkiye’ye aldık. Bu konuda esnek davrandık” diye konuştu. İnam, ilki 2009’da
Bağdat’ta yapılan Türkiye ve Irak arasında yüksek düzeyli stratejik işbirliği
konseyi toplantısının ikincisinin, 25 Aralık’ta Türkiye’de yapılacağını
kaydetti. Erdoğan, 29 Mart 2011’de Uluslararası Havalimanı’nın açılışına,
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise 26 Kasım’da Erbil’i ziyaret etmişti.
Milliyet
17 Aralık 'Kesin'
Kapandı
Aralarında
Rıza Sarraf, Barış Güler ve Kaan Çağlayan’ın da bulunduğu '17 Aralık rüşvet ve
yolsuzluk' soruşturmasının takipsizlik kararına yapılan itiraz reddedildi. Böyle
davanın kapanması kesinleşti. 17 Aralık operasyonuyla ilgili 10 Kasım'da Terör
ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Ekrem Aydıner tarafından verilen takipsizlik
kararına dosyanın tek müştekisi olan eski Fatih Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan
İnce itiraz etmişti. İnce’nin itirazını inceleyen İstanbul 6. Sulh Ceza
Hakimliği talebini 'Takipsizlik kararı usul ve yasaya uygun' olduğu gerekçesi
ile 'esas yönünden' reddetti. Takipsizliğe yapılan itirazın reddi ile 17 Aralık
soruşturmasında 53 kişi hakkında verilen takipsizlik kararı kesinleşti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan
operasyon ile işadamı Rıza Sarraf, eski bakan Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan
Çağlayan, Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in de aralarında bulunduğu 53 kişi
gözaltına alınmıştı. Aralarında Barış Güler, Rıza Sarraf, Kaan Çağlayan’ın da
bulunduğu bazı kişiler bir süre tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, geçtiğimiz
aylarda 53 kişi hakkında takipsizlik kararı vermişti.
Vatan
Okyanus Ötesi İhanet:
17 Aralık Darbe Planı
Türkiye
bundan tam bir yıl önce 17 Aralık 2013 sabahı güne darbe operasyonuyla uyandı.
“Yolsuzluk yaptılar” iddiasıyla üç bakanın oğlu, işadamları, belediye başkanı,
kamu görevlileri gözaltına alındı. Yürütülen operasyondan ne İstanbul
Valisi'nin, ne başsavcısının ne de emniyet müdürünün haberi vardı. İşte bu
Türkiye’ye 'Paralel Devlet' gerçeğini gösterdi. Başarılı olunsaydı
operasyondaki asıl hedef dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetiydi.
Tarihe kara bir sayfa olarak yazılan derin darbenin girişiminin bugün birinci
yıldönümü. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi'nde yürütülen Ergenekon ve Balyoz
soruşturmalarında görev yapan avukatlar sık sık ‘Paralel Yapı’ vurgusu yaptı.
Adliyede derin örgütün gün yüzüne çıkışı ise MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın
ifadeye çağırılmasıyla oldu. MİT Kanunu’nda yapılan değişiklikle Fidan ve diğer
MİT’çiler ifadeye gitmedi. Ancak derin örgütün karanlık oyununun' amacı da bu
şekilde iyice gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dershanelerin
kapatılacağı yönündeki açıklamaları üzerine de Paralel Yapı hükümeti devirmeye
yönelik ikinci hamlesini yaptı. 17-25 Aralık darbe operasyonlarının temeli de
bu dönemde atıldı. İhanet odaklarının intikam planı bu süreçte devreye girdi ve
Türkiye, 17 Aralık sabahına şok bir operasyonla uyandı
Akşam
EKONOMİ
Gram Altın 90, 9922-91,
2420
ABD Doları 2, 3652-2,
3709/ Euro 2, 9585 -2, 9658/ İngiliz Sterlini 3, 7220-3, 7320
4 Saat 15 Dakikada
Ver Elini Konya
Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Konya - İstanbul Yüksek Hızlı
Treni’nin (YHT), Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
katılacağı törenle bugün sefere başlayacağını bildirdi. Elvan, kavuşma günü
anlamına gelen “Şeb-i Arus” törenleri öncesi gerçekleştirilecek açılışla Konya
ve İstanbul’un birbirine kavuşturulacağını ifade etti. Konya - İstanbul arası
seyahat süresinin şu an otobüsle 10 - 11 saat, konvansiyonel trenlerle 13 saat sürdüğüne
işaret eden Elvan, Konya - İstanbul hattıyla bu sürenin 4 saat 15 dakikaya
düşeceğini belirtti. Konya - İstanbul YHT’nin demiryoluna ilgiyi artıracağını
vurgulayan Elvan, günde 2 gidiş, 2 dönüş olarak başlayacak YHT’lerin Konya’dan
6.10 ve 18.35’te hareket edeceğini belirtti. Elvan, İstanbul’dan (Pendik) 7.10
ve 18.30’da hareket edecek YHT’lerin, İzmit, Arifiye, Bozüyük, Eskişehir ve
Konya güzergâhında çalışacağını kaydetti.
Milliyet
Avm’lerin Yıldız
Markalarına Ödül
Alışveriş
Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ve GFK işbirliği ile gerçekleştirilen
araştırma sonuçlarına göre, tüketicinin AVM’lerde en beğendiği ve tercih ettiği
perakende markaları, düzenlenen özel bir törenle sahiplerini buldu. AYD
tarafından bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen ‘1 Numaralı Markalar- 2014’ ödül
töreni markaların yönetim kurulu üyelerini, üst düzey marka yöneticilerini,
alışveriş merkezleri yatırımcılarını, yöneticilerini ve sektörün diğer iş
ortaklarını bir araya getirdi. AYD Başkanı Hulusi Belgü “Bu yıl 6’ncısı
düzenlenen ‘1 Numaralı Markalar- 2014’ ödüllerinin bir jürisi yok. Bu gece
açıklanacak her ödül alışveriş merkezlerinde alışveriş yapan tüketicinin en
beğendiği markalara verdiği oylarla belirlendi. Bu da ödüllerimizi çok daha
önemli bir yere taşıyor. Bizler de tüketicilerin tercih ettiği ve
ödüllendirdiği bu markaları çok önemsiyoruz. Türkiye’de başarılara imza atmış
markaların aynı başarıyı yurt dışında da gösteriyor olmalarıyla da ayrıca gurur
duyuyoruz” dedi. Gecede öncelikle tüketicilerin en beğendikleri 3 markaya,
ardından da her kategorinin birincisine ödülleri takdim edildi. Bu yıl ilk kez
verilen ‘En Beğenilen Marka Yüzü’ ödülünün sahibi ise Mavi oldu. Mavi adına
ödülü Mavi Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Yavuz ve markanın yüzü Serenay
Sarıkaya aldı.
Star
Ağaoğlu, Belçikalı
Beaulıeu’yi Yatırma Çağırdı
Belçikalı
zemin kaplama devi Beaulieu ‘Maslak 1453 Projesi’nde 300 bin metrekarelik zemin
kaplamasıyla en büyük anlaşmasını Ağaoğlu ile yaptı. 2013’te Türkiye satış
ofisi açan Beaulieu’nun Ağaoğlu ile işbirliği nedeniyle düzenlenen toplantıda
konuşan Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, Belçikalı şirketi
Türkiye’de üretim yapmaya davet etti. Ağaoğlu “Parkeye çok önem verdik. Dünya
markası Beaulieu’yi tercih ettik ve 300 bin metrekare sipariş geçtik. Bu
dünyada tek projede kullanılan en fazla parke. Dünyanın en stratejik noktasında
yer alan Türkiye, inşaat pazarında dünyanın büyüyen ikinci ülkesi. Beaulieu’yu
burada üretim yapmaya davet ediyorum. Üretim yapmaları halinde hem Asya ve
Ortadoğu pazarlarına daha rahat erişimi sağlarlar ve teknolojiyi buraya
taşırlar” dedi. Maslak 1453 Projesi’nde satışların yüzde 70’in üzerinde
olduğunu belirten Ali Ağaoğlu, İstanbul Finans Merkezi’nde ruhsat aldıklarını
ve satışa hazırlandıklarını söyledi. Toplantıda 2015 beklentilerini de
açıklayan Ağaoğlu “2015’te seçim var. İnşaat için ilk dönem yine biraz stabil
geçer ama ikinci yarıda yüzde 10’ların üzerinde büyüme olur. Stratejimizi buna
göre yapıyoruz” dedi.
Star
‘Sen Girme, Ben
Alırım’
Merkez
Bankası rekor kıran dolara yönelik yeni hamle gerçekleştirdi. Dövize karşı
ihalelerde miktarını arttıran Merkez Bankası, bunun yetersiz kalması üzerine
sürpriz karara imza attı. Buna göre enerji ithalatçısı BOTAŞ gibi KİT’lerin
döviz ihtiyacı Merkez Bankası ve Hazine tarafından karşılanacak. Merkez
Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Enerji ithalatçısı KİT’lerin döviz
ihtiyacının gerekli görülen kısmının Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası tarafından doğrudan karşılanması uygun görüldü. Uygulama 17
Aralık tarihinden itibaren başlayacaktır” denildi. Enerji KİT’lerinin aylık 1.5
milyar dolarlık talebi böylece Merkez Bankası ve Hazine’den karşılanacak.
Vatan
Rus Ruleti Dünyayı
Vurdu Dolar Uçtu, Piyasalar Çakıldı
Küresel
piyasalar toz duman. Gözler Rusya'da Petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte
ekonomisi sarsılan Rusya'da dün yaşananlar krizin tuzu biberi oldu. Rus Merkez
Bankası, petrol fiyatlarındaki düşüş ve yaptırımlar nedeniyle ülke ekonomisinin
resesyona doğru sürüklenmesiyle rublede görülen kayıpların önüne geçmek için
politika faizini ani bir kararla yüzde 10.5'ten yüzde 17'ye yükseltti. Merkez
Bankası'ndan yapılan açıklamada, "Karar rubledeki yüksek değer kaybı ve
enflasyona ilişkin artan risklerin sınırlanması amacını taşımaktadır" denildi.
Merkez Bankası ayrıca, bankalara repo ihaleleri yoluyla verdiği maksimum döviz
miktarını da 1.5 milyar dolardan 5 milyar dolara çıkardı. Fakat ne olduysa
Merkez Bankası'nın bu hamlesinin ardından oldu. Merkez Bankası kararı
sonrasında dolar karşısında yüzde 9 yükselişle açılan ruble, kısa süre sonra
kazanımlarını azaltmasının ardından yeniden düşüşe geçti. Ruble dolar
karşısında kayıplarını öğle saatlerinde artırdı ve dolar/ruble paritesi ilk
defa 79 seviyesini aştı. Rusya'nın beş yıllık CDS'leri ise 34 baz puanlık
artışla 581 baz puana yükselerek 5.5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Analistler ise Rusya'nın çok kısa bir zaman içinde sermaye kontrolü
uygulamasına geçebileceğinin altını çiziyor. Rusya ekonomisinin görünümü,
sermaye çıkışlarının artması ve yaptırmlar nedeniyle Rus şirketlerinin
uluslararası sermaye piyasalarına erişiminin kısıtlanmasıyla yaz aylarından bu
yana belirgin şekilde bozuldu. Bu durum, popülaritesi rubledeki kayıplara bağlı
olarak risk altında olan Devlet Başkanı Vladimir Putin'in karşı karşıya olduğu
önemli bir güçlük olarak görülüyor. Rusya ekonomisi büyük ölçüde petrol ve
doğalgaz satışlarına bağlı durumda. Yılbaşından bu yana ruble dolar karşısında
yüzde 54'e yakın değer kazanırken, Merkez Bankası'nın müdahaleleri sonrasında
ülkenin döviz rezervi de erimeye devam ediyor. Merkez Bankası'nın kasasındaki
para 416 milyar dolarla son 5yılın en düşük seviyesine gerilerken, bankanın
rubleyi korumak için yaptığı müdahalelerin toplam boyutu 80 milyar doları aştı.
Merkez Bankası'nın yaptığı stres testlerine göre brent petrolün 60 doların
altında kalması durumunda Rus ekonomisi 2014 yılında yüzde 4.5, 2015'te ise
yüzde 4.7 daralacak. Öte yandan ülkeden bu yıl içinde kaçan sermayenin 134
milyar dolara ulaşması hesaplanıyor. Dolardaki hareketi Merkez Bankası'nın
hareketi tetiklese de yeni adımlar atılacak gibi duruyor. Rusya Merkez Bankası
Başkan Yardımcısı Sergei Shvetsov, faiz artırımının ardından piyasalara
istikrar kazandırmak için yeni önlemler alınacağını söyledi. Shvetsov, Rus döviz
ve hisse piyasalarındaki durumu "kritik" olarak niteledi.
Akşam
Türkiye, Somali'yi
Yeniden İnşa Edip Yatırıma Açıyor
Somali'nin
Mogadişu limanını bir dönem sarmış olan kaos ve çatışma artık yok ve yabancı
yatırımcılar Somali'ye yeniden taşınmaya başlıyor. Türkiye ise, en önde yolu
açıyor. BBC'de yayınlanan bir haberde Türkiye'nin Somali'ye desteğinden övgüyle
bahsediliyor. Haberde yer verilen bilgilere göre, limanlarda artık dev
konteyner gemileri yan yana dizilmiş durumda. Limanın işletmesini eylül ayında
devralan Türk yatırımcı aylık gelirin 4 milyon dolar olduğunu ve giderek
arttığını söylüyor. Haberde, "Türkler Mogadişu'da sadece limanda değil,
her yerdeler. Bayrakları da öyle. Somali bayrağından daha fazla Türk bayrağı
görmek mümkün" denilirken, Türklerin havalimanını da işlettiğine ve yeni
bir terminal daha inşa ettiklerine dikkat çekiliyor. Öte yandan bölgede Türkler
tarafından inşa edilen yeni hastane, Türk doktorlar ve 2 bin kişilik cami
inşaatı da övgü dolu sözlerle anlatılıyor. Haberde dikkat çekilen bir ayrıntı
da 20 yılın çöpünü taşımaya çalışan çöp kamyonlarının dahi Türkiye'den
gönderilmiş olmasıBölgedeki son durum böyle anlatılırken, "Peki ilişkiler
nasıl bu kadar yakınlaştı" sorusu soruluyor. Yanıtında ise Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'a işaret ediliyor: "Her şey 2011 yılındaki kıtlıkla
başladı. O dönem Başbakan olan Erdoğan Somali'ye uçtu. Ülkeye güvenli bir
mesafeden bakarak işleri Kenya'dan yürütmeyi seçen diğer yabancılardan farklı
olarak Erdoğan, Mogadişu sokaklarında yürüdü. Takım elbisesiyle, çelik yelek
giymeden Somalililer halen Erdoğan'ın kir pas içindeki çocukları nasıl kucağına
aldığını, eşinin toplumda aşağı olarak görülen azınlık klanlarının mensuplarını
nasıl öptüğünü anlatıyor. Ve aşk ilişkisi işte böyle başlıyor. Somalililer
artık erkek çocuklarına Erdoğan, kız çocuklarına İstanbul ismini vermeye
başlıyor."
Akşam
DÜNYA
Askeri Okulda Katliam
Pakistan’ın
kuzeybatısındaki Peşaver kentinde silahlı Taliban militanları, 1099 öğrencili
askeri okulu bastı. Saldırıda 132 öğrenci ile 9 öğretmen hayatını kaybetti. 6
Taliban militanı öldürüldü. Peşaver’e giden Pakistan Başbakanı Navaz Şerif
saldırıyı ‘ulusal trajedi’ olarak nitelendirdi, 3 günlük yas ilan edildi.
Pakistan Ordu Sözcüsü Tümgeneral Asif Selim Bacva, teröristlerin hedefinin,
rehin almak değil, en fazla sayıda öğrenciyi öldürmek olduğunu belirterek, “Hiç
bir talepte bulunmadılar. Oditoryumdaki töreni hedef alıp rastgele ateş ettiler.
141 kişi hayatını kaybetti, 7 komando ve 121 kişi yaralandı. Mevcudu 1099 olan
okuldan 960 öğrenci komandolar tarafından tahliye edildi. Teröristler, okula
arka duvarlardan atlayarak girmiş, silahlar ve gıda malzemelerden belli ki
amaçları baskını sürdürmekti” diye konuştu. Pakistan Talibanı sözcüsü Muhammed
Umar Horasani, saldırının, Pakistan ordusunun Veziristan operasyonlarına
misilleme olduğunu belirterek, “Askeri okulu seçmemizin nedeni, ordunun kadın
ve çocuklarımızı hedef almasıdır. Onların da aynı acıyı hissetmesini istedik”
dedi.
Star
Sidney’deki Kanlı
Kafe Baskınının Sorumlusu Aranıyor
Avustralya’nın
Sidney kentindeki silahlı saldırgan da dahil 3 kişi öldüğü 17 saatlik rehine
krizinde, saldırıya ve polisin müdahalesine yönelik inceleme başlatıldı. Yeni
Güney Galler Eyaleti Emniyet Müdür Yardımcısı Catherine Burn rehinelerin 49
yaşındaki İran asıllı saldırgan Harun Monis tarafından mı öldürüldüğünü
açıklamadı. Polis operasyonu sırasında saldırganın yanısıra avukat Katrina
Dawson (38) ve baskının yapıldığı kafenin işletmecisi Tori Johnson (34) da
hayatını kaybetti.
Star
Bm: Vahşeti Anlatacak
Kelime Yok
Birleşmiş
Milletler Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos, dünya genelinde yerlerinden
edilen her beş kişiden birinin Suriyeli olduğunu belirterek, “Suriye’de işlenen
vahşeti, şiddeti ve insan yaşamına saygısızlığı tam ifade edecek kelime
kalmadı” dedi. Amos, BMGK’daki brifingde, Suriye’de giderek kötüleşen insani
durum ve işlenen savaş suçlarını anlatarak Konsey’den soruna çözüm bulmasını
aksi halde bu trajedinin Suriye’nin bugününü aldığı gibi geleceğini de
parçalayacağını dile getirdi. Amos,5.6 milyon Suriyeli çocuğun acil yardıma
ihtiyacı olduğunu, çocukların işkenceye maruz kaldığını belirterek, “Rakka’da
askeri kampta 5 yaşındakilerin de yer aldığı 350 çocuğa savaş eğitimi verildi.
IŞİD kızları pazarda köle olarak sattı ya da tecavüz etti” dedi. Bu arada Irak
İnsan Hakları Bakanlığı, Felluce’de terör örgütü IŞİD’in, ‘militanlarla cihat
nikahıyla evlenmeyi kabul etmeyen bazıları hamile 150 kadını idam ettiğini, ve
toplu mezarlara gömüldüklerini, göçe zorlanan ailelerin çölde mahsur kaldığını,
onlarca çocuğun öldüğünü’ açıkladı.
Star
‘Halep Haftalar
İçinde Düşecek’
Suriyeli
muhalifler, Devlet Başkanı Beşar Esad’a bağlı ordu güçlerinin son günlerdeki
hızlı ilerleyişinin ardından, ellerinde kalan son büyük yerleşim olan Halep
kentini kaybedecekleri uyarısında bulundu. Halen kent merkezini ellerinde tutan
muhaliflerin dış dünya ile tek bağlantı noktası, kentin kuzey bölgesinde bulunuyor.
Muhaliflere silah ve malzeme yardımı, sadece birkaç yüz metre genişliğindeki bu
bölgeden yapılıyor. Burasının da Esad güçlerinin eline geçmesi halinde
muhaliflerin kent merkezini ellerinde tutmaları imkansız görülüyor. Kentteki
muhalif gruplardan Suriye Devrimci Güçleri’nin sözcüsü Sami el Rej, Batılı
ülkelerin kendilerine askeri yardım yapmamaları halinde kentin Esad’ın
kontrolüne geçeceğini vurguladı. Kenti abluka altına alan ordu güçleriyle
muhalifler arasında Halep’in kontrolü için 2 senedir çatışmalar yaşanıyor.
Vatan
Işid Kâbusu Bitmiyor:
Kare Kare İnfaz
Irak
Şam İslam Devleti (IŞİD) Irak'ın kuzeyindeki Tıkrit yakınlarında cihat karşıtı
aşiret savaşçıları olarak tanımlanan 13 Sünni'nin kurşunlanarak infaz edildiği
fotoğrafları yayınladı. Fotoğraflarda, IŞİD'in daha önceki rehinelerine
giydirdiği turuncu tulumlu 13 kişi, yerde diz çökmüş bir halde görülüyor. Her
birinin arkasında ise maskeli IŞİD militanları yer alıyor. İkinci fotoğrafta
ise infazı gerçekleştiren cihatçıların silahlarını havaya kaldırdığı görülüyor.
Akşam
POLİTİKA
Gülen Akp’yle
İlişkisini Açıklasın
Türkiye,
14 Aralık 2014 Pazar gününe, rövanşist niyetlerin, intikamcı heveslerin, hukuku
hiçe sayan zorbalıkların yeni bir operasyon ve gözaltı dalgasıyla uyanmıştır.
Gözaltına alınan kişilere, 2009- 2010 yıllarında Tahşiyeciler ismiyle anılan
gruba iftira atmak, suç ve delil uydurup kumpas kurmak, silahlı terör örgütü
kapsamında sahtecilik yapmak suçlamaları yöneltilmiştir. Tahşiyecilerin kumpas
kurbanı olduğu sonucuna varan ve bu maksatla hukuku harekete geçiren siyaset
zihniyetinin, Türk askerine yönelik ağır tahrik ve tuzak konusunda çekimser
davranması en açık tabirle çifte standarttır. AKP hükümeti, uzunca bir süredir
rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yöne çekmek
için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir medya organına baskın düzenlenmesi,
gazetecilerin, dizi film yönetmenlerinin akıllara durgunluk veren suçlamalarla
gözaltına alınmaları izaha muhtaç bir garabettir. 17-25 Aralık’ta foyası ortaya
çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gerçekleri bastırmak, dürüstlüğü mahkûm etmek
için başlattığı inkâr ve saldırı kampanyası artık çok tehlikeli boyutlardadır.
Erdoğan’ın 25 Ocak 2012 tarihinde; hakkı, hukuku ve demokrasiyi savunduğunu
gururla söylediği, Türkiye’nin vizyonunu genişletip ufkunu açtığından övgüyle
bahsettiği Zaman gazetesini girilecek ‘in’ seviyesine düşürmesi ibretlik bir
sondur. Erdoğan tarafından ülkemizin fikir ve medya dünyasına renk kattığı
ileri sürülen bir gazete bugün fitne kaynağı olarak sunulmaktadır. Ne olmuştur
da yıllarca aralarından su sızmayan, gizli bir protokole imza atmışcasına bir
ve beraber hareket edenler şu günlerde iki ayrı husumet kampında
mevzilenmiştir? Paylaşılamayan, anlaşılamayan, uzlaşılamayan gerçekte nelerdir,
hangi konulardır? Erdoğan’ın bir yıl önce, ‘Ne istediler de vermedik’
sözleriyle sitem ettiği Cemaat’e bugün düşman kesilmesi, 12 yıllık iktidar
döneminde yanyana, kucak kucağa dururken birden bire ‘Paralel’ tezlerine
sarılarak darbe seferine çıkması en başta milletimizi kandırma, kir ve pası
örtme teşebbüsüdür. Şayet paralel devlet varsa, paralel virüs devlet bünyesine
bulaşmışsa bunun sorumlusu, bunun suçlusu muhataplarından önce Tayyip Erdoğan
ve AKP hükümetleridir.
Hürriyet
Türkiye Dikta
Yönetimine Gidiyor
CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasiden vazgeçme gibi bir iradenin
açıkça beyan edildiğini belirterek, “Bu vahim tabloyu değiştirmek bizim
elimizde. Sağ-sol, ileri-geri demeden demokrasi, özgürlük, kadın erkek
eşitliği, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti, uygar toplumun bir parçası
olmak isteyen bütün yurttaşlarımı CHP çatısı altına bekliyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Süratle Türkiye bir dikta yönetimine doğru gidiyor” uyarısında
bulundu. Kılıçdaroğlu, Ankara’da bir otelde, Türkiye Genç İşadamları Derneği
(TÜGİAD) üyeleriyle “Türkiye’ye Yön Verenler” toplantısında bir araya geldi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: Birisi söyleyecek, parlamento ona göre yasa
çıkaracak, bu demokrasi değildir. Demokrasi güç ayrılığı ilkesini benimsemek demektir.
Bana oy veren ‘milli irade’, vermeyen ‘milli irade değildir’ anlayışı demokrasi
değildir. Süratle Türkiye bir dikta yönetimine doğru gidiyor. Basını özgür
olmayan bir ülkenin halkı da özgür olamaz, haber alma hakkını kullanamaz.
Kişiye, duruma, inanca, kimliğe göre hukuk olmaz. Hukuk evrenseldir. 17 Aralık
operasyonlarından hemen sonra yasa değişiyor, ‘somut delile dayalı’ hukuk
getiriliyor. Bitiyor 17 Aralık, ‘makul şüpheye dayalı hukuk’ getiriliyor. Eğer
siz ‘yapılan yasal düzenlemeler doğru’, ‘makul şüphe doğru’, ‘üstünlerin hukuku
olsun’, ‘ne demek AB, bize Ortadoğu yeter’ diyen bir anlayışı benimsiyorsanız,
bu düzen devam edecek demektir. ‘Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz, biz sosyal
devletten yanayız. Biz özgür medyadan yanayız’ diyorsanız onun da adresi belli.
CHP’nin temel felsefesi budur. Türkiye son 10-15 yılda dar bir koridora
sokuldu. Siyaset bu koridorda yapılıyor, etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç
Birileri çıkıp, ‘etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset olmaz’
demiyor. Birisi çıkıp, ‘yasama ve yargı benim için ayak bağıdır’ dediğinde,
işadamı, sanatçı çıkıp ‘demokrasi tehlikeye giriyor’ demediyse sorun vardır
ülkede. 2015’te seçimler geliyor, demokrasimizi yeniden birinci sınıf demokrasi
haline getirmeliyiz. Bir değil, 100 Orhan Pamuk olması durumunda ülkenin
saygınlığı artar. 100-150 üniversite, dünya sıralamasında ön sıralarda olursa
Türkiye’nin saygınlığı artar. Biz saygınlığı neye endeksliyoruz, Atatürk Orman
Çiftliği’nde yapılan saraya endekslemişiz. Bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz.
Türkiye AB’den dışlanıyor. Şanghay Beşlisi’ne özlem duyuluyor. Bu ülkelerin
hangisinde demokrasi var? Demokrasiden vazgeçme gibi bir irade açıkça beyan
ediliyor. Bu vahim tabloyu değiştirmek bizim elimizde.
Milliyet
‘Ne Gerekiyorsa
Yapılacak’
Başbakan
Ahmet Davutoğlu, resmi ziyaret için Ankara'ya gelen Çad Başbakanı Kalzeube
Pahimi Deubet'i Başbakanlık Merkez Bina'da askeri törenle karşıladı. Davutoğlu
ve Deubet yaptıkları görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu
gündemdeki 14 Aralık operasyonu ve AB'nin bu konudaki tepkisiyle ilgili şunları
söyledi: Yürütülen operasyonlar yargı sürecidir. İçeride ve dışarıda
spekülasyonlar, son derece haksız yorumlar yapılıyor. Ortada olan şey ne?
Tamamıyla mağdur olan bir grup adına bir vatandaşın yaptığı şikayetle başlayan
bir süreç. Daha birçok yürüyen soruşturma var. Onlarla ilgili çalışmalar zamanı
geldiğinde yargıya intikal edecek. Bu, tamamıyla hukuki bir süreçtir. Yapılması
gereken neyse yapılacaktır. Dört sene önce bir grup vatandaşımız, haksız ve
temelsiz deliler üretilmek suretiyle son derece masum bir çalışma içindeyken
‘silahlı terör örgütü’ olarak gösterilip 17 ay haksız yere hapishanede
kalıyorlar. Bu şikayet yargıya intikal ettiğinde, yargı süreci bu şikayetle
ilgili çalışma yürütüyor. Yargı süreci hükümetimizle değil. Türkiye'de insan
hakları ihlali bakımından dönüm noktası olacak bir davadan bahsediyoruz. Siyasi
direktifle ya da basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir faaliyet değildir. Kimse
hukuk devletine hesap verilmez konumunda değildir. Suç işleyenlerin gazeteci,
siyasetçi ya da başka bir mesleği icra ediyor olması o suçun gereğinin
yapılmaması getirmez. Kim suça iştirak etmişse mesleğinden bağımsız işlem
yürütülür. Basın özgürlüğünü kısıtlayan bir şey varsa buna karşı da tavır
alırız. Basın özgürlüğü anlamında bir kısıtlama gördünüz mü? En ağır ifadelerle
hükümete dönük ki hükümet bu işin parçası değil en ağır ithamlarda bulunuldu.
Fethullah Gülen'le ilgili soruşturma neyi gerektiriyorsa mutlaka yargı onun
gereğini yapacak. Bizim, buradan yorumda bulunmamız doğru değil. Yargı süreci
içinde bir talep söz konusu olursa kırmızı bülten ve diğerleri, bir suç söz
konusu olduğunda hangi işlem yapılıyor ise hiçbir ayrım gözetmeden eşit
durumdaki bir vatandaşa ne uygulama yapılırsa o yapılır. Bu konuda da
kararlılığımız kesindir.”
Vatan
SPOR
Galatasaray
Liv Hospital ile yollarını ayıran Furkan Aldemir, NBA kariyerine vakit
kaybetmeden start verdi. Sarı-kırmızılı ekipte yaşadığı maddi problemler
nedeniyle kulübünden ayrılan genç basketbolcu, 2012 yılında kendisini draft
eden Philadelphia 76ers ile anlaştı. ABD ekibiyle 4 yıllık 12 milyon euroya
anlaşan 23 yaşındaki basketbolcu, NBA’e giden 9. Türk basketbolcu oldu. Furkan
NBA kariyerine ise neredeyse jet hızıyla girdi. Yeni takımıyla sadece bir tek
idman yapan Aldemir, ardından Boston Celtics karşılaşmasında forma giydi.
Philadelphia 76ers kendi sahasındaki mücadelede 105-87 yenildi. Müsabakada 9
dakika 32 saniye görev alan milli basketbolcu 2 sayı, 2 ribaundla oynadı,
tribünlerden büyük alkış aldı. Karşılaşmanın yıldızı Boston Celtics’in Kanadalı
pivoti Kelly Olynyk oldu. Tam 30 sayı kaydeden 23 yaşındaki oyuncu sahanın en
skorer ismi olurken, 9 ribaunt aldı, 3 de top çaldı. 15 sayı ile Bradley ve 14
sayı ile Green Yoncalar’ın diğer etkili isimleri oldular. Philadelphia’da 19
sayı ile oynayan Nerlens Noel, 13’er sayıyla oynayan Covington ile
Carter-Williams’ın çabaları ise mağlubiyeti engellemeye yetmedi.
Milliyet
F.Bahçe,
10 asından yoksun çıktığı Türkiye Kupası E Grubu’ndaki ikinci maçında Bayburt’u
3-1 yendi. 2’de Alper’in pasında Webo sol ayağıyla fileleri havalandırdı: 0-1.
24’te Orçun’un şutunda kaleci Mert’i geçen topu Selçuk kafayla uzaklaştırdı.
28’de Egemen, Orçun’a faul yaptı. Kazanılan penaltıyı Kazım kullandı, top
Mert’te kaldı. 34’te kalecinin uzaklaştıramadığı topla Webo skoru 2-0 yaptı.
40’da Orçun vurdu, Mert kornere çeldi. 45’te Kadlec’in eline çarpan topta hakem
bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Kazım bu kez Mert’i avladı: 1-2. 61’de
Ramazan Civelek müsait durumda topu dışarı attı. 65’te Ramazan’ın geliştirdiği
atakta Diego ortaya çıkardı, Mehmet Topuz sert vurdu: 1-3. 75’te Mehmet
Topuz’un şutunda top bu kez kaleyi bulmadı. 81’de İbrahim Halil’in yerden
şutunda top Mert’te kaldı.
Star
Avrupa
Ligi’nde Beşiktaş’a rakip olan Liverpool cephesinde bu kura pek de memnuniyetle
karşılanmadı. Ada basını, şu anki Siyah-Beyazlı takımın 7 yıl önce 8-0 mağlup
olan kadroyla alakası olmadığını vurguladı. Liverpool yerel gazetelerinden
Echo, “Liverpool bu eşleşmede çok dikkatli olmalı. Demba Ba zaten Liverpool’un
belalısı bir oyuncu. Bu sezon da toplam 16 golü var. Ekstra önlem alınması
gerekir” diye yazdı. Senegalli oyuncu dışında Sosa ve Gökhan ’ın da tehlikeli
olduğunu vurgulayan gazete, “Gökhan, Avrupa Ligi’ndeki tüm maçlarda oynadı ve 3
gol atarken, 3 golün de hazırlayıcısı oldu. Yaratıcı yönüyle Beşiktaş
ataklarının hazırlayıcısı. Sosa da çok tecrübeli bir isim. Teknik Direktör
Brendan Rodgers özellikle bu 3 ismi iyi izlemeli ve oyuncularına anlatıp,
gerekli önlemleri almalı” yorumunu yaptı. Bu arada Liverpool kulübünün eski
yıldızlarından Dietmar Hamann basına yaptığı açıklamada, “Liverpool kesinlikle
daha iyi bir kura çekebilirdi. Beşiktaş kolay rakip değil. Türkiye deplasmanı
her zaman çok zor olmuştur, orada hiç de dost canlısı olmayan bir taraftar
topluluğu Liverpool’u bekliyor. Sadece maçın Olimpiyat Stadı’nda olması
taraftar etkisini biraz azaltabilir” dedi.
Star
Ligde
T.Konya'ya 5 atan G.Saray, 3. Lig'den Balçova önünde yenik başladı.
Hat-trick'le gol sezonunu açan Pandev, Aslan'ı uçurdu. SAG açıkta oynayan Tarık
Çamdal, takımdaki değişime vurgu yaptı: "En son milli takımda sağ açık
oynadım. Güzel oluyor arada ön tarafta serbest topu alıp gitmek. Takım yeniden
doğdu diyebiliriz. Herkes başka performans gösteriyor. Takımdaki ruh değişti.
Akşam
Yeni Toplum Dergisi - yenitoplumdergisi@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme