GÜNDEM
Söz Artık Onların
Karar Günü
Toplantıda
milletvekillerinin yapacakları değerlendirmelerin ardından, önce her bakan için
ayrı ayrı, “Yüce Divan’a gönderilsin mi gönderilmesin mi?” oylaması yapılacak.
Karar, katılanların yarıdan bir fazlasının oyuyla alınacak, yani AK Partili
üyeler belirleyici olacak. Yüce Divan kararı çıkarsa bu kez hangi suç veya
suçlardan gönderileceği oylanacak. Soruşturma önergesine göre Zafer Çağlayan ve
Erdoğan Bayraktar hakkında 2, Egemen Bağış hakkında 3, Muammer Güler hakkında
ise 4 ayrı suçlama bulunuyor. Önergedeki suçlamalara, Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Yasası’na aykırılığın da eklenme
olasılığı bulunuyor. Başkan Hakkı Köylü, önergedeki yasa maddeleriyle sınırlı
olmadıklarını, Yüce Divan’a sevk maddesini komisyonun belirleyeceğini
açıklamıştı. MASAK uzmanınca komisyona sunulan bilirkişi raporunda, Güler’in
eşi adına aldığı bir evi mal bildirimine eklememesi nedeniyle yasaya uygun
davranmadığı, Çağlayan’ın da 40 bin Euro değerindeki piyano için bildirimde
bulunmadığı tespit edilmişti. Bilirkişi, Egemen Bağış ve eşi Beyhan Nilser
Bağış’la ilgili de “Bakanlık yaptığı süre zarfında 2010 ve 2011 yılında satın
alınan biri eşi adına kayıtlı toplam üç adet (beyan edilen toplam değeri 1
milyon 500 bin lira) taşınmazın kendisi ve eşinin mevcut kayıtlı gelirleri ile
orantılı olmadığı” görüşünü bildirmişti. Köylü’nün saat 15.00 olarak
belirlediği toplantı saati de AK Parti’de sıkıntıya neden oldu. Genel Kurul’da
bugün bütçenin kapanış görüşmeleri için özel oturum yapılacağından AK Parti
yönetimi komisyon kararının Meclis atmosferini etkilemesinden kaygılanıyor. AK
Parti yöneticilerinin toplantıyı daha ileri saate alma çabaları, gündem
muhalefete önceden gönderildiğinden sonuçsuz kaldı. Bu nedenle toplantının
uzayabileceği ve kararın Genel Kurul’daki bütçe görüşmelerinin son dakikalarına
kalabileceği belirtildi.
Hürriyet
İlk Kilit Hamle:
Oylama Yöntemi
17-25
Aralık operasyonlarının yıldönümünde gözler, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun Ak
Partili eski bakanlar Erdoğan Bayraktar, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve
Muammer Güler hakkında bugün yapacağı oylamaya çevrildi. Komisyonda her bakan
için oylama ayrı ayrı yapılacak ve haklarında verilen kararlar da, ‘suçun
şahsiliği’ dikkate alınarak ayrı ayrı kaleme alınacak. Komisyonda bakanlar hakkındaki
oylamalar açık olacak. Buna göre komisyon, Meclis soruşturma önergesinde
haklarında iddia edilen suçlar için bakanların Yüce Divan’a sevk edilip
edilmemelerine ilişkin kararlarını 11 ayrı oylama sonucu netleştirecek.
Komisyonda haklarındaki suçlamalar doğrultusunda Güler için 4, Çağlayan için 3,
Bağış ve Bayraktar için ise 2’şer kez, ‘Suçlu mu, değil mi?’ oylaması
gerçekleştirileceği konuşuluyor. 4 eski bakan için Yüce Divan kararı çıkmazsa
muhalefet partileri, muhalefet şerhi yazabilecek. Oylama öncesinde kulislere
oldukça ilginç bilgiler yansıdı. TBMM uzmanları, iktidar ve muhalefet partileri
ile soruşturulan bakanların ‘oylamanın yöntemi’ konusunda hummalı bir araştırma
yaptığı ortaya çıktı. Komisyonun iktidar kanadının oylamada suç fiillerinin de ayrı
ayrı oylanması konusuna odaklandığı öğrenildi. Komisyon ve TBMM’nin hukukçu
uzmanları Yüce Divan oylamasında suç fiillerinin ayrı ayrı oylanmasını
araştırırken, geçmişteki soruşturma komisyonlarında böyle bir uygulama
bulunmadığı tespit edildi. Kulislerde komisyonun bakanlar hakkındaki suç
fiillerini ayrı ayrı oylatırsa, daha komisyon aşamasında suçların kapsamı
daraltılacağı için bakanların Yüce Divan’a gitseler dahi suçsuz bulunma
olasılığının yüksek olabileceği konuşuluyor. Çağlayan’a “Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu’na muhalefet, resmi belgede sahtecilik ve rüşvet”, Güler’e, “resmi
belgede sahtecilik, nüfuz ticareti, gizliliğin ihlali, Bağış’a, “nüfuz ticareti
ve rüşvet”, Bayraktar’a ise, “nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanma”
suçlamaları yöneltiliyor. Komisyonun birbirinden bağlantısı olduğu gerekçesiyle
isnat edilen bu suç fiillerini ayrı ayrı oylatılacağı görüşünün ağırlık
kazandığı dile getiriliyor. 4 Bakan hakkında soruşturma yapan komisyon, ayrı
ayrı bir oylama gerçekleştirilirse geçmişte böyle bir uygulama olmadığı için
soruşturma komisyonu bir ilki gerçekleştirerek tarihe geçmiş olacak. Soruşturma
Komisyonu’nun Ak Partili bir üyesi suç fiillerinin ayrı ayrı oylanması
gerektiğini dile getirdi. Her kişi ve fiil için ayrı oylamanın kaçınılmaz olduğunu
belirten Ak Partili üye, 5 ayrı suç isnat edilmişse birinci fiilin suç
oluşturup oluşturmadığının bağımsız olarak karara bağlanması gerektiğini
kaydetti. Ak Partili üye, bugünkü toplantıda muhalefet üyeleriyle birlikte
oylamanın yöntemini oylayacaklarını kaydetti.
Milliyet
Maraş’ın Yolları
Kesildi!
Maraş
katliamının 36. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenmek istenen anma etkinliğine
izin verilmemesi ve diğer illerden gelenlerin kente sokulmaması gerginlik
yarattı. Sadece küçük bir grubun cemevi inşaatının bulunduğu yere kadar
yürümesine izin verildi. Kentte 1978 yılında 19-26 Aralık tarihleri arasında
çıkan ve resmi kayıtlara göre 103 kişinin öldüğü ’Maraş Olayları’nın
yıldönümünde yapılacak her türlü basın açıklaması, eylem ve yürüyüş valilik
tarafından geçtiğimiz hafta yapılan duyuruyla yasaklandı. Olası izinsiz gösteri
ve gerginlik görülmemesi için kentte güvenlik önlemleri artırıldı. Önlemler
kapsamında kentte 2 bin 200 polis görev yaparken şehir dışından gelen çok
sayıda kişi Adana, Kayseri ve Gaziantep girişlerinde konuşlanan ekipler
tarafından kente sokulmadı. Uygulamayı protesto eden gruplar kente girmekte
ısrar edince zaman zaman gerginlikler yaşandı. Geçtiğimiz yıllarda anma
etkinliğinin yapıldığı TCDD Gar alanı ile Erenler Derneği çevresinde de yoğun
güvenlik önlemi alındı. Bir polis helikopteri de gün boyunca kentin üzerinde
devriye uçuşu yaptı. Olayların yoğun olarak yaşandığı Yörükselim mahallesinde
de sıkı güvenlik önlemleri alındı. Erenler Derneği önünde sadece aralarında
bazı milletvekillerinin de bulunduğu küçük bir grubun toplanmasına izin
verildi. Grup, cemevi inşaatının bulunduğu alana kadar yürüyüp saygı duruşunda
bulundu. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş, “Bu yasaklama
kararı, mağdurların bir kez daha mağdur edilmesi, dahası bu katliamın
sahiplenilmesidir” dedi. Kahramanmaraş’a girişlerine izin verilmeyen kalabalık,
akşam saatlerinde Gaziantep’ten gelen yolu trafiğe kapattı. Uzun araç
kuyruklarının oluştuğu yolda, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, telefonla
Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer’i arayıp görüştükten sonra
kalabalığın Narlı Mahallesi’ndeki cemevinde toplanmasına izin verildi. CHP
milletvekilleri Özbolat, Hüseyin Aygün, HDP Milletvekili Sabahat Tuncel ve
Alevi derneklerinin başkanlarının da aralarında bulunduğu grup araçlarla
geldikleri Narlı Cemevi önünde Maraş olaylarında ölenler için saygı duruşunda
bulundu. Konuşmaların ardından Alevi dedesi tarafından gülbenk okundu ve
kalabalık cemevinde yemek yedi.
Milliyet
14 Aralık 'Tezgahını'
Savcılık Boşa Çıkardı
14
Aralık'ta düzenlenen 'Tahşiyecilere Kumpas' operasyonunda Paralel Yapı'nın
medya örgütlenmesi deşifre oldu. Aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da bulunduğu isimlerin
gözaltına alınmasıyla da derin örgüt uluslararası kamuoyuna yönelik 'basına
sansür' sloganıyla algı operasyonu başlattı. Ancak böyle bir kara propagandayı
öngören İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, alışık olunmayan bir uygulamaya gitti.
Özellikle 22 Temmuz’da emniyetçiler Ali Fuat Yılmazer ve Yurt Atayün'ün
tutuklandığı soruşturmada avukatlar tarafından adliyede yapılan şovla Paralel
Yapı, gözaltı süresinin aşılması için uğraşmıştı. Tüm bunları göz önünde
bulunduran savcılık en ince ayrıntıların düşünüldüğü bir eylem planı hazırladı.
Bu kapsamda, terör ve örgütlü suçlardan sorumlu İstanbul Başsavcı Vekili Orhan
Kapıcı’nın koordinatörlüğünde yürütülen 14 Aralık soruşmasında savcılar zaman
kazanabilmek için sorgulamaları İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleştirdi.
Şüphelilerin ifade işlemleri sırasında ek savcılar görevlendirildi. Böylece
sorgu safhasında sarkma yaşanmadı ve zamanında gerçekleşti. Soruşturmada en
dikkat çeken detaylardan biri de gözaltına alınan bütün şüphelilere polis
tarafından sorgu yapılmaması oldu. Gözaltı için yasal süre olan dört günü en
verimli şekilde kullanmak isteyen savcılar, şüphelilerin polis tarafından
sorgulanmasına gerek görmedi. Şüpheliler emniyette direkt olarak savcıya ifade
verdi.
Akşam
EKONOMİ
Gram Altın 88, 7940-89,
0190
ABD Doları 2, 3097-2, 3148/ Euro 2,
8266 -2, 8321/ İngiliz Sterlini 3, 6102-3, 6202
Kör Kuyu
Güney
Kıbrıs yönetiminin, tek yanlı parsellediği doğu Akdeniz’de, Türkiye ile kriz
çıkaran doğalgaz sondajı, ‘kör kuyu’ çıktı. Rumlar adına Kıbrıs adasının
güneyinde sondaj yapan İtalyan Eni şirketi, deniz tabanından 5 bin 500 metre
derinliğe inmesine rağmen doğalgaz bulamadı. Şirket sondaja son verirken, Rum
Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, New York’ta kalp ameliyatı sonrasında nekahat
dönemini geçiren Rum lider Nikos Anastasiadis’e ‘kötü haberi’ iletti. Rum
Politis ve Fileleftheros gazetelerinin manşetten verdiği habere göre, Enerji
Bakanı Lakkotripis kör kuyu haberini, İtalyan ENI şirketi yetkililerinin geçen
pazartesi sondaj sonuçlarını iletmesiyle öğrendi. Rum Bakan, hemen New York’ta
bulunan Rum lider Nikos Anastasiadis’e durumu bildirdi. Haberin medyaya
sızmasından endişe eden Lakkotripis, önceki gün de siyasi parti liderlerine
durumu açıkladı. Haberlere göre, Kıbrıs adasının yaklaşık 100 kilometre
güneyinde Onasagora adı verilen parselde Saipem 10000 adlı sondaj platformuyla
çalışmalarını yürüten İtalyan ENI ve Güney Koreli KoGas konsorsiyumu, 10 gün
önce deniz tabanından 5 bin 500 metre derinlikte yüksek basınç sorunuyla
karşılaştı. Alınan numuneleri inceleyen şirketler, ‘kayda değer doğalgaz yok’
sonucunu aldı ve durumu hemen Rum yetkililere bildirdi. Rumların sondaj
çalışmalarının sonuçsuz kalması doğu Akdeniz’deki doğalgaz krizinin sona
ereceği anlamına gelmiyor. İtalyan ENI şirketinin sözleşmesi gereği 3 yeni
sondaj daha yapması gerekiyor. Şirket, yılbaşından sonra yine aynı parselde
yeni sondaja başlayacak.
Hürriyet
Körfez Fonlarının
Yeni Adresi Türkiye
Rusya’daki
gelişmeler tüm dünya ekonomilerini etkilerken Türkiye cazibe merkezi olma
özelliğini sürdürüyor. Katar başta olmak üzere çok sayıda Körfez ve Ortadoğu
ülkelerinden Türkiye’ye yönelik büyük miktarda sermaye akışı başladı. Rusya’dan
kaçan bazı fonların da adres olarak yönünü Türkiye’ye çevirdiği ifade ediliyor.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) geçen ay Katar Finansal Piyasalar Otoritesi
(QFMA) ile yaptığı ikili anlaşmayı değerlendiren SPK Başkanı Vahdettin Ertaş,
fon girişine olumlu katkısı olacağını tahmin ettiklerini söyledi. İkili anlaşma
imzalanacak başka ülkelerin de bulunduğunu belirten Ertaş “Önümüzdeki dönemde
bölge ülkelerinin bono ve kira sertifikası ihraçlarını da Türkiye’de yapması
yönünde çalışmalarımız var” dedi. Yabancı yatırımcının Türkiye ekonomisine daha
pozitif baktığına dikkat çeken Ertaş “Bunun pek çok sebebi bulunmakladır.
Ülkemizde, ekonomide ve siyasi alanda sağlanan uzun dönemli istikrar, küresel
yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmasını teşvik eden öncelikli alanlardır.
Bununla birlikte cari açık ve cari açığın finansmanında görülen pozitif gelişme
Türkiye’ye olan ilginin artışını hızlandırmıştır” dedi. Türkiye’de cari açığın
yüksek seyretmesinin en önemli sebebinin artan enerji ihtiyacı olduğunu
belirten Ertaş “Geldiğimiz noktada ise petrol fiyatının düşmesiyle önümüzdeki
dönemde cari açık ve enflasyon konusunda önemli bir avantaja sahip olacağımızı
gösteriyor” dedi. Yaz ı sakin bir şekilde geçiren hisse senedi piyasalarına
ekim ve kasım aylarında sırasıyla net 583 ve 627 milyon dolarlık yabancı
yatırımcı girişi olduğuna dikkat çeken SPK Başkanı , yılbaşından bu yana hisse
senedi piyasasına net 2.3 milyar dolarlık yabancı yatırımcı girişi olduğunu
söyledi.
Star
Koyun Ve Keçilere
Mikroçip Geliyor
Gıda-Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker 2015 yılında koyun ve keçilerin
kimliklendirilmesinde yeni bir sisteme geçeceklerini açıkladı. TİGEM Karacabey
Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya gelen Eker “Koyun ve keçilerin
kimliklendirilmesinde mikroçip (elektronik küpe) uygulamasını başlatıyoruz. Bu,
hırsızlıklar konusunda, hayvanın takibi konusunda da kolaylık sağlıyor. Bu
sistemi sığırlarda da hayata geçireceğiz” dedi. Gelecek günlerde tanıtımı
yapılacak Tarım Bilgi Sistemi hakkında da bilgi veren Eker “Tarım Bilgi
Sisteminde Türkiye’nin bütün tarımsal hayvansal varlıkları sahadaki 10 bin
personel tarafından anlık olarak tespit ediliyor ve bilgisayar üzerinden
merkeze aktarılıyor. Aynen seçimlerde sandıklardan gelen sonuçlar gibi.
Köylerde şu anda 10 bin personelim var. Bu arkadaşlar ahıra gidiyor, kulak
numarasına bakıyor. Kaç ağaç var, ağaç ve ürünlerin türü ne, bu bilgileri
anında giriyor ve sisteme işleniyor. Tarlada hububat ne kadar ekti hepsini biliyoruz.
Çiftçiler de bu verileri göreceği için patates ekimi fazla ise ona göre
kararını verecek” diye konuştu. Eker, bu sistemle ayrıca güvenilir gıdada
izlenilebilirliği de bu sayede takip edeceklerini dile getirdi. Eker
‘Ceylanpınar İşletmesi’ni İsrailliler aldı iddiası’ ile ilgili de “Hiç kimse
almış değil, ne İsrailliler ne bir başkası aldı. Hiç kimse almış değil. Yani o
enformasyonun zerresi doğru değil. Konuşuyorlar, öyle bir şey yok. Biz zaten
orayı satmak niyetinde de hiç olmadık” dedi. Tarımın ağırlığının olduğu Doğu ve
Güneydoğu’da baraj inşaatlarına saldırı olduğunu da hatırlatan Eker
“Şantiyelere kaç kez saldırı oldu. Süreci de bu tür durumlarla baltalıyorlar”
dedi.
Star
İsrail’in Güvenliği
Bizden Sorulur
ABD
Başkanı Barack Obama, İsrail’i ‘önemli stratejik ortak’ olarak niteleyen yasayı
onayladı. Kanun, İsrail’in ihracatını hızlandırmaya ilişkin ticari statüsünü
geliştirmek, enerji, su mühendisliği, Ar-Ge konularında işbirliği ve Yahudi
Devleti’ne ABD’den silah ve askeri teçhizat yerleştirilmesine yönelik yetki
genişletilmesi gibi konuları içeriyor. İsrail ile ABD arasındaki ilişkileri
geliştirmeyi amaçlayan yasa tasarısı geçtiğimiz eylül ayında Senato’da kabul
edilmiş, Aralık ayı başında ise Temsilciler Meclisi’nde kabul edilerek
imzalanması için Obama’ya gönderilmişti. Obama, tasarıyı onayladı ve böylece
İsrail, ABD’nin stratejik ortağı oldu. İsrail’in başlıca stratejik ortak ilan
edilmesi daha önceleri belirlenen ‘başlıca NATO dışı ortak’ statüsünün
yükseltilmesi anlamına geliyor. Kanun, İsrail için önümüzdeki on yıla yönelik
uzun vadeli güvenlik garantileri içeriyor. Bunlar arasında 200 milyon dolarlık
askeri mühimmatın 1,8 milyar dolara çıkartılması gibi birçok askeri proje yer
alıyor.
Star
Piyasalar Noel’de
Tatil Yapabilir Mi?
Bu
hafta Noel haftası olduğundan “kısa” geçecek. Çarşamba günü ABD piyasaları
yarım gün çalışacak ve tüm Hristiyan alemi 25 Aralık Perşembe günü “Noel
tatiline” çıkacak. Haftaya da yeni yıl derken tüm finansal piyasalara
“geleneksel yıl sonu tatil” havası hakim olacak. İhtimaldir ki piyasalar sakin
bir tatil geçirecek. Bunda Fed’in 17 Aralık’taki toplantı sonrasında aldığı
kararların da payı var. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada “Normalleşme
süreci için sabırlı olunacağı” ifadesi gelirken, daha önce vurgulanan “kayda
değer süre” bunun ile uyumlu bir şekilde yer alsa da etkisi azalmış. Bundan
sonra Fed’in ne kadar “sabırlı” olacağını izleyeceğiz. Fed Başkanı Yellen; faiz
artırımı için birkaç toplantı bekleneceğini söyledikten sonra “birkaç
toplantının tam olarak kaç olduğu” sorusu üzerine “iki toplantı” olduğunu ifade
etti. Geçtiğimiz haftaki toplantıdan sonra piyasalar; Ocak ve Mart ayındaki
toplantılardan herhangi bir artış beklenmeyecek, 28- 29 Nisan ve 16-17 Haziran
aylarındaki toplantılar, faiz artırım ihtimalinin yükseleceği zirveler olacak.
Tahminim uzun bir zamandan beri; Haziran’daki toplantıda ilk faiz artışının
geleceği yönünde. Geçtiğimiz hafta en az Fed toplantısı kadar Ruble ve Rusya
cephesinde yaşananlar da hem heyecanı hem de buna bağlı olarak piyasalardaki
oynaklığı arttırdı. 15 Aralık Pazartesi geç saatlerde; Rus Merkez Bankası
politika faizini yüzde 10.5'ten yüzde 17'ye çıkardı.Venezuela’yı saymazsak; 650
baz puanlık artış ile gelişen ülkeler arasındaki en yüksek faiz oranına rağmen
(Rusya Merkez Bankası ve Rus ekonomi politika yapıcılarındaki panik havasından
dolayı) ruble; 16 Aralık Salı günü dolar karşısında 79.51 ile tarihi düşük
seviyeye geriledi. Petrol fiyatlarının haftanın son günlerine doğru
toparlanması; Putin’in kamuoyuna konuşması ve sermaye kontrollerinden
bahsetmemesi haftanın son günlerine doğru rublenin 58’li seviyelere kadar değer
kazanmasına yardımcı oldu. Rublenin yatışması, TL üzerindeki baskıları da
hafifletti. Ruble’nin 79’lar gittiği sırada 2.4125’e kadar değer kaybeden dolar/TL
paritesi, haftanın sonuna doğru 2.31’lere geriledi. Hatta bunu da Dolar
Endeksi’nin 89.65 ile 2009 zirvesinin de üzerine çıktığı bir günde gelmesi
önemliydi. Geçtiğimiz haftanın satır aralarında kalan önemli gelişmelerinden
birisi de uzun zamandan bu yana euro alarak İsviçre Frankı’nın değerini düşük
tutmaya çalışan İsviçre Merkez Bankası’nın da negatif faiz uygulamasını
başlatmak oldu. Bankalar, İsviçre Merkez Bankası’nda tutacakları mevduatlar
için yüzde (eksi) 25 baz puan faiz alacak. Bankalar üste 25 baz puan faiz
verecekler. Frankı savunma adına İsviçre Merkez Bankası da “negatif faiz
politikası” kervanına katıldı. Darısı başımıza demek istiyor gönül. Ancak bunun
için Danimarka ya da İsviçre olmamız gerek ki ona daha çok yolumuzun olduğu
aşikâr.
Vatan
İhracatçının Dolar
Tahmini: 2.70 Tl
İstanbul
Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı
Hikmet Tanrıverdi, Türkiye'nin 2015'te yüzde 4-5 arasında büyümesini
beklediklerini belirterek, "Şu anki faiz oranlarına yakın oranların
olacağını öngörüyorum. Doların euro karşısında güçlenmesini beklediğim için
gelecek yıl sonunda doların TL karşısında 2.70 civarında olacağını tahmin
ediyorum" değerlendirmesinde bulundu. Olası bir faiz artışının sanayi
açısından ciddi sıkıntı olacağını belirterek, "Faiz artışı bizim için
maliyet artışı demektir. O anlamda faiz artışının olumsuz etkisi olacağını ve
dünya şartlarında bir faiz oranının oluşması gerektiğini düşünüyorum" diye
konuştu. Türkiye'nin AB’ye ihracatının 2015’te yüzde 5 ila yüzde 10 arasında
artacağını öngören Tanrıverdi, şöyle devam etti: "Avrupa pazarında birçok
ürün gamında çok fazla pazar payına sahip değiliz. Buradaki rekabet şartlarının
pozitife döndüğünü görebiliriz. Konfeksiyon alanında ihracatçılarımız birçok
ülkeden daha iyi şartlarda üretim yapıyorlar ancak bu durum maliyetleri
artırdığı için daha pahalı oluyor. Bunun karşılığını alabilirsek ihracatımızın
artmamasında bir sebep görmüyorum."
Vatan
Kobi'ye Finansman
Desteği: Kredilerin Payı Artacak
Onuncu
Kalkınma Planı çerçevesinde hazırlanan 'Yurt içi Tasarrufların Artırılması ve
İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı'na göre, yurtiçi tasarruf oranı gelecek
yıl yüzde 15.2'ye, 2016'da yüzde 16.2'ye, 2017 yılında yüzde 17.1'e, 2018'de
ise yüzde 19'a yükseltilecek. Dönem sonunda kamu kesimi tasarruf oranı yüzde
3.7, özel kesim tasarruf oranı yüzde 15.2 seviyesinde olacak. Bu kapsamda 2018
yılı sonunda toplam krediler içerisindeki tüketici kredisi payı yüzde 20'ye,
bireysel kredi kartlarının payı yüzde 6.5'e düşürülecek. Ancak KOBİ
kredilerinin payı ise yüzde 73.5'e çıkarılacak. Verimlilik alanında sistematik
gelişmeleri kaydeden KOBİ'lerin devlet desteklerinden öncelikli ve avantajlı
olarak yer almasını sağlayacaklarını belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, KOBİ'lerin
kurumsallaşmasına büyük önem vereceklerini ifade etti. Bu kapsamda, destek
programları oluşturacaklarını ve mevcut destekleri gözden geçireceklerini
belirten Davutoğlu, "G20 dönem başkanlığı sürecimizde de KOBİ'leri sürekli
gündemde tutacağız ve dünya ölçeğinde KOBİ'lere verilen desteği artırarak
istihdama dönük önemli katkı sağlamaya çalışacağız" diye konuştu. Sanayi
bölgelerinin teknolojik donanımlarını ve teknoloji geliştirme kapasitelerini
güçlendireceklerini, bu çerçevede destek sağlayacaklarını bildiren Başbakan
Davutoğlu, "İmalat sanayisinde endüstriyel otomasyon uygulamalarını
yaygınlaştıracağız" dedi. Davutoğlu, KOBİ'lerin finansman erişimini
kolaylaştıracaklarını bildirdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, son dönemde
bankaların KOBİ kredisi reklamı yapmaya başladığına dikkati çekerek,
"Merkez Bankası ve BDDK'nın yasal düzenlemeleriyle bankalar için KOBİ
kredisi ve ticari kredi vermek daha cazip. Bunun biraz daha rafine edilmiş
halini imalat sanayisi için düşünüyoruz. Eğer kredi yatırım ve üretim için
verilmişse biz onu bankalar ve kullanıcılar açısından daha cazip hale getirmek
istiyoruz" dedi.
Akşam
İstanbul’da Trafik
Her Yıl 6.5 Milyar Tl'yi Yutuyor
İstanbul’da
her geçen gün ağırlaşan trafik sorunu masaya yatırıldı. ‘İstanbul Trafik
Otoritmi’ çalışması, trafikte geçirilen her 60 dakikanın 40 dakikasının kayıp
olduğunu, özellikle sabah ve akşam saatlerinde kayıpların en üst düzeye
çıktığını ortaya koydu. İstanbul’da trafiğin en büyük kurtarıcısı olan metrolar
sayesinde en az 250 bin aracın trafiğe çıkmasının önüne geçildiği bildirildi
Genel ulaşım çeşitlerine bakıldığında kara ulaşımının birinci sırada olduğunu
ifade eden İTÜ Raylı Sistemler Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Turan Söylemez, “Yüzde 14’lük oran ile metrolar İstanbul’da en fazla
tercih edilen raylı sistem olarak yer alıyor. Trafiğin rahatlamasının tek yolu
raylı sistemlerden geçiyor. Metro ve raylı sistemler günde 1 milyon 600 bin
kişi tarafından kullanılıyor. Metrolar sayesinde en az 250 bin aracın trafiğe
çıkmasının önüne geçiliyor. Bu sayı ne kadar artarsa İstanbul trafiği de o
kadar rahatlar” dedi. Trafikte yaşanan gecikmenin yıllık maliyetinin yaklaşık
6.5 milyar TL olduğunu anımsatan Prof. Dr. Söylemez, “Dünya geneline
bakıldığında Londra’da metro ve raylı sistemleri günde 3 milyon 500 bin kişi
kullanıyor. Paris’te bu rakam 4 milyon 500 bin, Tokyo’daysa 8 milyon 700. Bu
rakamlara yaklaştıkça trafikteki kayıplarımız azalacak” diye konuştu.
İstanbul’da ulaşımın tek çözümü olarak gösterilen raylı sistem ağına her geçen
yıl yenisi katılıyor. 2004'te toplam uzunluğu 45 km olan ağ, 2013 yılında 141
km’ye yükselirken, 2019’da 420, 20023 yılındaysa 776 kilometreye ulaşması
planlanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul Ulaşım A.Ş, Ticaret
Eşleştirme Derneği ile Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği’nin
destekleriyle İstanbul’da önemli bir etkinlik düzenleneceğine dikkati çeken
Prof. Dr. Söylemez, “9-10 Nisan 2015 tarihlerindekietkinlik artık bir dünya
şehri haline gelen İstanbul’un çevreci, hızlı, engelli dostu, entegre ve
sürdürülebilir metro yatırımlarına ışık tutacak" dedi.
Akşam
DÜNYA
Katar, Mısır İle
Barışıyor
Katar
Emiri ve Suudi Arabistan Kralı’nın temsilcileri önceki gün Mısır Cumhurbaşkanı
Abdulffettah es-Sisi ile bir araya geldi. Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan
açıklamada; Sisi’nin başkent Kahire’de, Katar Emiri Temim bin Hamad Es Sani’nin
özel temsilcisi Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Es Sani ve Suudi Arabistan Kralı
Abdullah’ın temsilcisi Halid Abdulaziz et-Tuvicri’yi kabul ettiği belirtildi.
Katarlı temsilcinin Kahire ziyareti, Emir Es Sani’nin cuma günü Ankara’yı
ziyaret etmesinin ertesine denk geldi. Sisi’nin, Mısır-Katar güçlendirilmesi
konusunda Suudi Arabistan Kralı’yla hemfikir olduğunu ilettiği ifade edildi.
Dün de Katar Emiri Temim’in ofisinden yapılan açıklamada “Mısır’ın güvenliği
Katar’ın güvenliği kadar mühimdir” denildi. Kahire yönetimi de, “Eski
anlaşmazlıkların geride bırakıldığı yeni bir dönem arayışındayız” açıklaması
yaptı.
Hürriyet
Darbe Sonrası İlk
Görüşme
Mısır’da
halkın çoğunluğunun destek verdiği bir askeri darbeyle devrilen Müslüman
Kardeşler’in hamisi Katar, Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi’yle temas kurdu. 3
Temmuz 2013’te Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesinden beri gerginliğin
hâkim olduğu Kahire- Doha ilişkilerinde buzların giderilmesi için Suudi
Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri Katar’a baskı uyguluyordu. Nitekim,
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi’nin Katar Şeyhi’nin özel temsilcisi
Şeyh Muhammed bin Abdül Rahman el Tani’yle görüşmesinde Suudi Arabistan
Kralı’nın özel kalemi Halid el Tuvaijri de hazır bulundu. Suudi Arabistan resmi
haber ajansı SPA “İki ülke de barışma inisyatifine yürekten inanıyor” yorumunu
yaptı. Sisi’nin ofisinden yapılan açıklamada “Mısır, geçmişteki anlaşmazlıkları
bitirecek yeni bir dönemi sabırsızlıkla beklemektedir” ifadesi yer aldı. Mısır
2014 başında Katar’dan büyükelçisini çekmişti. Kasım ayında Riyad’da düzenlenen
‘barışma’ zirvesinde Katar, Körfez’deki komşularının Sisi’ye destek
politikalarına katılacağını belli etmişti. Zirveden sonra Financial Times
gazetesine konuşan Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid, El Cezire’nin Sisi
karşıtı yayınlarını durduracağını ve Katar’ın Müslüman Kardeşler’e desteğini
kesip mevcut Mısır yönetimine yüklü para yardımı yapacağını öne sürmüştü.
Müslüman Kardeşler, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da
terör örgütü sayılıyor. Katar’a sığınan Müslüman Kardeşler liderleri eylül
ayından itibaren ülkeyi terk ederek Türkiye’ye gelmişti. Öte yandan, Mısır’da
tutuklu üç El Cezire çalışanına yönelik af çıkarabileceğini kısa süre önce
açıklayan Sisi’nin dün de Müslüman Kardeşler’i şiddetle bastırma politikasının
mimarlarından istihbarat şefi Muhammed Ferid el Toma’nin aniden ‘emekliye
ayırması’ zamanlamasıyla dikkat çekti.
Milliyet
New York’ta İntikam
Cinayeti
ABD’nin
New York şehrinde siyahi bir genç, iki polis memurunu öldürdükten sonra intihar
etti. Brooklyn ilçesinde New York Polis Teşkilatı’na (NYPD) bağlı devriye gezen
polis aracına ateş açan İsmail Brinsley (28), biri Asya diğeri Hispanik asıllı
iki polisin ölmesine yol açtı. Siyahi gencin sosyal medyadan paylaştıkları,
silahsız siyahları öldüren polislerin cezasız kalmasının intikamını aldığı
algısını yarattı. New York polisine silahlı saldırı en son üç yıl önce
yaşanmıştı. Polis memurlarını öldürmeden önce kız arkadaşını yaraladığı
belirtilen Brinsley’nin Instagram hesabında polisleri öldürmek istediğini
gösteren ifadeler var. Afrika Amerikalı Eric Garner’ı boğarak öldüren polis
memuru yüzünden intikam almak istediğini belirten Brinsley, ‘iki domuzu’
öldürmeye kararlı olduğunu yazmış. New York Emniyet Müdürü Bill Bratton
Belediye Başkanı Bill de Blasio’yla yaptığı açıklamada, “New York’un en iyi
polis memurları hiçbir provokasyon ve uyarı yokken vurularak öldürüldü. Bu bir
suikasttır” dedi. Irksal gerilimin tırmanmaması için çağrı yapan ABD Başkanı
Barack Obama, “New York’ta dün iki polisin öldürülmesini kayıtsız şartsız
kınıyorum. Bu iki cesur adam bu gece sevdiklerinin yanına, evlerine dönemeyecek
ve bunun hiçbir haklı gerekçesi yok. İnsanları, şiddeti ve zarar verici sözleri
reddedip iyileştirici sözlere yönelmeye, hayatını kaybedenlerin dostları ve
aileleri için dua etmeye, sabırlı diyalog içerisine girmeye çağırıyorum”
ifadelerini kullandı.
Milliyet
İngiltere Türk
İşçiyi Ab Vatandaşı Sayacak
İngiltere,
ülkede çalışan Türk vatandaşlarının Ankara Anlaşması kapsamında sahip olduğu
sosyal yardım haklarını kısıtlamak için Avrupa Adalet Divanı'na açtığı davayı
kaybetti. İngiliz basınında çıkan habere göre geçen hafta alınan mahkeme
kararı, İngiltere’de yasal olarak çalışan Türk işçilerin aynı Avrupa Birliği
(AB) vatandaşı ülkelerden gelen işçiler gibi devletin sunduğu sosyal yardım ve
emeklilik haklarından yararlanmaya devam edebileceği anlamına geliyor.
İngiltere’de çalışan Türk işçiler 1963 tarihli Ankara anlaşması kapsamında hem
kendileri hem de aileleri için devletten yardım alma hakkına sahip. Türk
işçiler ayrıca ülkede emekli olma ve emekli olduktan sonra Türkiye’ye geri
dönerlerse emeklilik maaşlarını burada almaya devam etme hakkına da sahip
bulunuyor. İngiltere İş ve Emeklilik Departmanı konu ile ilgili yayınladığı
basın açıklamasında, "İngiliz halkı bu ülkeye gelenlerin ekonomiye katkı
sağlamasını talep etme hakkına sahip. Biz bu kararın doğurduğu sonuçları
detaylı olarak inceleyeceğiz" ifadesini kullandı. Hükümet kaynakları,
kararın İngiltere'yi göçmenler için daha cazip hale getirmesinden ve ülkeye
yabancı akınının artmasından endişe edildiğini vurguladı.
Vatan
Bin Ladin’i Bulan
Cıa’cı ‘İşkencenin Kraliçesi’
ABD'de
Senato İstihbarat Komitesi'nin geçtiğimiz haftalarda yayınladığı Merkezi
Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) 'sert sorgulama' teknikleriyle ilgili raporu, El
Kaide'nin eski lideri Usame bin Ladin'in öldürülmesinde önemli rolü bulunan
kadın ajanı bir kez daha gündeme getirdi. Yönetmenliğini Kathryn Bigelow'un
yaptığı Bin Ladin operasyonunu konu alan 'Zero Dark Thirty' adlı filmde 'Maya'
karakterine ilham kaynağı olan kadın ajanın, Obama yönetimince işkence sayılan
sorgu programının mimarlarından birisi olduğu belirtiliyor. Çok sayıda terör
zanlısının 'sorgusuna' katılan hatta bir vakada, şüpheli kişiye yapılan
işkencede rol alan kadın ajanın, verdiği ifadelerle, Senato'yu CIA'nın işkence
programının işe yaradığı savına inandırdığı söyleniyor. Yerel basının
'işkencenin kraliçesi' lakabını verdiği 49 yaşındaki ajanın, orada bulunması
gerekmediği halde, 11 Eylül saldırılarının planlayıcısı olmakla suçlanan El
Kaide üyesi Şeyh Halid Muhammed'in sorgularından birisine de katıldığı ifade
ediliyor. Ajanın, Muhammed'in verdiği sahte bilgilere dayanarak, Montana
eyaletinde yaşayan Afrika kökenli Müslüman vatandaşlara yönelik insan avı da
başlattığı kaydedildi. Kariyeri boyunca birçok yanlış eyleme imza atan kadın
ajan, olanlara rağmen sürekli terfi aldı, halen de CIA'nın 'Küresel Cihat
Birimi' şefliğini yürütüyor.
Vatan
Gerçeği Öğrenmeden
Öldü
IŞİD
militanları tarafından ekim ayında kafası kesilerek infaz edilen İngiliz yardım
görevlisi Alan Henning’in, örgütün elinde esir olduğu dönemde karısı Barbara
tarafından aldatıldığı iddia edildi. Henning’in ablası Gill Kenyon, İngiliz Sun
gazetesine yaptığı açıklamada Barbara Henning’in uzun süredir kocası Pat Kenyon
ile yasak ilişki yaşamakta olduğunu söyledi. Gill Kenyon, Barbara Henning ile
kocası arasındaki ilişkinin geçen yıl aralık ayında, kardeşi Suriye’ye gitmeden
hemen önce başladığını iddia etti. Kocasının telefonunda kardeşinin eşinden
gelen bazı duygusal mesajları bulduğunu söyleyen Kenyon “Kardeşime Suriye’ye
gitmesinden önce bu ilişkiden bahsetmedim. Onu çıkacağı zorlu yolculuktan önce
üzmek istemedim ve çocuklarımızın normal bir Noel geçirmesini istedim” dedi.
Kardeşine karısının sadakatsizliğinden bahsetmemiş olduğu için çok acı
çektiğini söyleyen Kenyon “Esir düştükten sonra Alan hücresinde hep ailesinin
yanına dönmeyi hayal etmiş olmalı. Bunu düşünmek işkence gibi” dedi. 47
yaşındaki Barbara kocasını serbest bırakmaları için IŞİD’e gözü yaşlı bir
çağrıda bulunmuştu. Kısa bir basın açıklaması yapan Barbara “Bu ilişkiden
herkes haberdardı. Alan Suriye’ye gitmeden önce başladı” iddiasında bulundu.
Arkadaşları Henning’in kaçırılmadan önce İslam dinine geçmeyi planladığını
söylemişti.
Akşam
POLİTİKA
Öcalan İki Aylık
Takvimlendirme Yaptı
Emek
Partisi (EMEP) 7. Kongresi dün Ankara’da yapıldı. Kongreye HDP’nin İmralı
heyetinde yer alan Grup Başkanvekili İdris Baluken, CHP İstanbul Milletvekili
Melda Onur, bazı sendika yönetici ve örgütleri, Soma ve Ülker işçileri,
Kobani’de yaşamını yitiren Selahattin Adın’ın annesi Şükran Adın, 12 Eylül
askeri yönetimi döneminde idam edilen Erdal Eren’in ailesinden Nazan Eren,
aydınlar ve sanatçılar katıldı. Konuşmasının büyük bölümünü çözüm sürecine
ayıran Baluken, Öcalan’ın süreci iki ayda sonuçlandıracak takvimlendirme
yaptığını ancak hükümetin silahsızlandırma konusunda ısrar ettiğini söyledi.
Baluken, şöyle konuştu: “Sayın Öcalan müzakere masasına oturduğumuz anda iki
ayda bütün konu başlıklarını çözecek, müzakereyi sonuçlandıracak bir
takvimlendirmeyi esas aldığını heyetimize aktarmıştır. Bizler hâlâ müzakere
aşamasına geçmiş değiliz. Müzakere heyetlerinin müzakere masasına oturarak
müzakerenin konu başlıklarını ayrıntılı bir şekilde ele aldığı bir aşamada
değiliz. Bunun sebebi; AKP’nin oyalamacı, zamana yayan, seçime endeksli
fırsatçı siyasi oportünist yaklaşımlarıdır. AKP çözüm sürecinde silahların
bırakılması üzerinden, silahsızlanma üzerinden bir algı yönetmeye çalışıyor.
AKP’nin siyasi kurnazlığına hepinizin dikkat etmesi gerekir. AKP’nin ortaya koymak
istediği gündemlere uyanık olmalıyız.”
Milliyet
Ab Üye Yapmazsa,
Türkiye’nin Umrunda Olmaz
Avrupa
Birliği Bakanı Volkan Bozkır, AB’nin Türkiye’ye danışmadan basın açıklamaları
yapmayı sürdürmesi halinde bildikleri yolda devam edeceklerini belirterek,
"AB, Türkiye gibi bir ülkeyi üye yapmama gibi yanlış bir karar alırsa,
Türkiye’nin çok da umrunda olmaz" dedi. Antalya’da kapatılan il özel idare
binasına taşınan valilik yerleşkesinde AB Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı iki
ayrı binada temsilcilik açtı. Bakan Bozkır, açılışı yapılan merkezde AB
fonlarından daha fazla yararlanılabilmesi için proje çalışmaları yapılacağını
açıkladı. Sadece Antalya’nın değil, Burdur gibi komşu illerin de buradan
yararlanacağını anlatan Bakan Bozkır, "Elimizde bulunan 4.7 milyar
Euro’nun, insanlarımıza katkı sağlayacak şekilde dağıtılması projelendiriliyor.
Bu konuda açtığımız temsilciliği yoğun şekilde kullanacağız" dedi. AB’ye
üyelik süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bozkır, "Türkiye ile
ilgili alınacak bütün kararların birlikte alınması, danışılması, tartışılması,
ondan sonra yürürlüğe konulması çok önemlidir" dedi. Türkiye’ye
danışılmadan kağıtlar üretilmeye devam edilmesi, basın açıklamaları yapılmaya
devam edilmesi halinde yine bildikleri yolda devam edeceklerini anlatan Bozkır,
"Buradaki ince nokta AB bu süreçte bizimle beraber olacak mı olmayacak mı.
Biz bu süreci yürütmeye kararlıyız. Son noktaya kadar da götüreceğiz. Şayet o
noktada AB Türkiye gibi bir ülkeyi üye yapmama lüksüne sahip olmaksızın üye yapmama
gibi yanlış bir karar alırsa, Türkiye’nin çok da fazla umrunda olmaz. Ama bizim
amacımız Türkiye’yi o noktaya getirmek, AB’nin de doğru resme bakmasını
sağlamak" dedi. Bozkır, "Türkiye, üye 22 AB ülkesinden daha iyi
ekonomik duruma sahip" dedi, şöyle devam etti: "AB ile vizeler
kalktığında belki de Türkiye vize koymak durumunda kalacak. Çünkü Türkiye’ye iş
için akım olacak. Buna karşılık Türklere uygulanan vizenin de kalkması
gerekiyor. Geri kabul anlaşması ile başlattığımız vize süreci de üç sene içerisinde
tamamlanacak. Ve bütün vizeler kalkmış olacak. Kalkmadığı takdirde de
imzaladığımız geri kabul anlaşmasını feshetme hakkına sahibiz."
Vatan
Çık İttifakı Açıkla
AK
Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Ankara ve Bolu
5'inci Olağan Kongrelerine katıldı. Konuşmalarında 14 Aralık operasyonun 'basın
özgürlüğü'ne darbe olmadığının altını çizen Davutoğlu, şu mesajları verdi: Kamu
düzeni ve Çözüm Süreci birbirinin alternatifi değildir. Milletimize söz
veriyoruz ki kamu düzenini kim tahrip etmek isterse, karşısında çelik bir
iradeyle duracağız. Aynı şekilde Çözüm Süreci yönünde kim adım atarsa onunla
birlikte tam bir merhamet ve rahmet yolunda yürümeye devam edeceğiz. Kamu
düzenini teminat altına almak için gerekli adımları attık. Terör ve şiddetle
katledilmiş vatandaşların hesabını sormaya devam edeceğiz. Alevi-Sünni ihtilafı
çıkarmak isteyenlere karşı da büyük gayret safrettik. Mezhep ve etnik ayrım yapmaya
çalışanlara karşı omuz omuza duracağız. Darbe ve vesayete izin vermeyeceğiz.
Demokrasi anlamında biz gayret sarf ederken CHP ve diğer muhalefet partileri
paralelcilerle birlikte siyasi dizayn etme çabası içindeler. Bir CHP'li dedi
ki, "30 Mart'ta paralelcilerle ittifak yaptık." Kılıçdaroğlu, ne tür
ittifak yaptıysanız çıkın açıklayın. Kimlerle omuz omuza durduysanız, kimlerle
vesayet planı yaptıysanız, çıkın açıklayın. Biz, AK Parti kadroları sadece
milletle birlikte yürümeye devam edeceğiz. CHP'ye ve onun arkasındaki paralelci
anlayışa da sesleniyoruz, sizin vesayet arayışınız bizim dik duruşumuz
karşısında iflas edecektir. Kılıçdaroğlu 'Biz büyükşehirleri nasıl yönettiysek
Türkiye'yi de yönetiriz' dedi. Şimdi Şişli'yi yönetebiliyorlar mı? Şişli'de haftalardır
süren kargaşaya Kılıçdaroğlu müdahale edebiliyor mu? Kılıçdaroğlu liderlik
gösterebiliyor mu? Melih Gökçek Başkan haklı, Kılıçdaroğlu'nu Allah CHP'nin
başından uzaklaştırmasın diyelim. Bakınız, bir ilçede dahi birbirlerine dahi
darbe yapmaktan iş yapmaya vakit bulamıyorlar. Zaten millet, Kılıçdaroğlu ve
ekibine bu ülkede değil 4 yıl, 4 dakika bile iktidar yüzü göstermez, onların
zihniyetini bilir. 17-25 Aralık operasyonların arkasında yolsuzluklara karşı
bir mücadele anlayışından çok milli iradeyle iktidara gelmiş bir hükümeti
devirme çabası vardır. Daha yürüyen bir soruşturma olduğu iddia edilen bir
soruşturmada, iddianamede 'dönemin başbakanı' diyerek, iktidarda milli iradeyle
bulunmuş bir başbakana dönük gerçekleştirilen bir komplo yolsuzluklara mücadele
olarak adlandırılabilir mi? İşte buradan haykırarak söylüyoruz, onların
'dönemin başbakanı' dediği sayın Başbakanımız bugün gerçek cumhurbaşkanlığı
makamındadır. Erdoğan bugün halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olma onurunu
kendisine de AK Parti'ye de milletimize de yaşatmıştır. Siyasetimizin,
adaletimizin, yargımızın ve bütün anayasal kurumlarımızın tam ve doğru yerine
oturması için 2015 haziranından sonra yeni bir anayasa için yola çıkacağız.
Akşam
SPOR
Kadınlar
Basketbol Ligi’nin 9. hafta mücadelesinde Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe’yi
66-60 yendi, 8. galibiyetini elde ederek liderliğini devam ettirdi. İki takımın
da savunmayı çok gevşek tuttuğu bir ilk çeyrek yaşandı Abdi İpekçi’de, ancak
şut yüzdeleri normalin çok altında kalınca 10 dakikalık bölüm 16-16 bitti.
Galatasaray’ın boyalı alan sayılarına karşı alan savunmasına dönüşü sonuç
verdi, Nevriye ve Lyttle ile orta mesafeden art arda skor katkısı alan
sarı-kırmızılılar, devreyi 35-32 üstün bitirdi. İkinci yarı farkı 7’ye çıkaran
Galatasaray karşısında Fenerbahçe, müthiş bir savunma ile rakibine 7 dakika
sayı attırmadı, Charles ile etkili olan Fenerbahçe 11-0’lık seri ile son
periyoda 45-43 üstün girdi. Son periyotta Ekrem Memnun’un alan savunması
hamlesi, daha sert bir beşle geldi. Ön alanda Ayşegül, boyalı alanda ise Bone
ile sertliği artıran Galatasaray, hücumda da Dubljevic’in katkısıyla kontrolü
aldı. İkinci yarıdaki ilk 9 üç sayı denemesinden sonuç alamayan Fenerbahçe, 10.
denemesinde Tuğba ile üçlük bulup, skoru 60-60’da dengelese de, Galatasaray
serbest atış çizgisinden bulduğu 6 sayıyla maçı kazanmayı bildi.
Milliyet
Galatasaray’a
bahar Hamza Hamzaoğlu ile geldi. Sezon başında Prandelli ile yola çıkan
Sarı-Kırmızılı takım oynadığı futbolla umut vermezken 4 gollü mağlubiyetlerle
kulüp tarihinin en en kötü günleri yaşanmaya başlamıştı. Ancak yönetimin tam
zamanında yaptığı Hamza Hamzaoğlu hamlesi, takımın üzerinde adeta sihirli
değnek etkisi yaptı ve işler bir anda rayına girdi. Prandelli döneminde 16
resmi maçta takım 15 gol atarken, gol atan futbolcu sayısı sadece 6’da kaldı.
Ara dönemde Taffarel ile 1-0’lık Gaziantep galibiyeti alınırken, Hamzaoğlu
işbaşı yaptıktan sonra goller de yağmur gibi yağmaya başladı. Sarı-Kırmızılı
ekip 6 resmi karşılaşmada toplam 24 gole ulaştı. Üstelik bu 24 golü 11 farklı
oyuncu kaydetti. Yerli futbolcular da bu gollerin 18’ine imza attı. Cim-Bom bu
sezon ilk kez üst üste 4 galibiyete ulaşırken, son 7 sezonun en başarılı 14.
haftası da geride kaldı. Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu ile Galatasaray 31 puana
ulaştı. Son 7 sezonda Sarı-Kırmızılı takım , 14. haftalarda sırasıyla 27, 29,
17, 28, 26 ve 26 puan toplamıştı.
Star
Bursa
ve Trabzonspor arasındaki gol düellosunda kazanan çıkmadı: 3-3. 2’de Bakambu
çaprazdan sert vurdu, Fatih açıyı iyi kapatıp, topu kornere yolladı. 16’da
Fatih Atik’in şutu kaleciden döndü, top kendisine doğru gelen Özer düzgün
vurdu: 0-1. 24’te Volkan’ın ceza alanına yolladığı topu kaleci Fatih elinden
kaçırdı. Belluschi vuracakken, Fatih’in müdahalesiyle yerde kaldı. Penaltıyı
kulanan Fernandao skoru eşitledi: 1-1. 28’de Belluschi topu Ozan Tufan’ın önüne
bıraktı. Onun vuruşunda Bursa öne geçti: 2-1. 45’te Yusuf nefis bir frikik
golüyle skora bir kez daha denge getirdi: 2-2. 53’te Ozan Tugan’ın penaltı
noktasına gönderdiği topu Volkan güzel bir vuruşla filelere yolladı: 3-2. 63’te
Civelli’nin ayağının altından kaçırdığı top Yatabare’nin önüne düştü. Onun şutu
auta çıktı. 81’de Mehmet Ekici’nin kullandığı korner atışında iyi yükselen
Mustafa skoru 3-3’e getirdi.
Star
24’te
Olcay’ın asistinde Cenk golü attı. 68’de Sosa frikikten siftah yaparken 75’te
Bilal’le skoru eşitleyen Akhisar, 88’de Uğur sakatlanınca değişiklik hakkı
olmadığı için 10 kişi kaldı. Bu sayede rahatlayan siyah-beyazlılar 90+4’te
Gökhan’la maça noktayı koydu. Dakika 88 Uğur ve Sosa taca çıkmaya doğru giden
topa hareketlendiler. Ancak Uğur bir anda sol bacağını tutup kendisini yere
bıraktı. Muhtemelen kası yırtıldı. Oyuncu değişikliği hakkı dolan Akhisar 4
dakika uzatmayla birlikte kalan 6 dakikayı 10 kişi oynamak zorunda kaldı UĞUR
sakatlanmasıydı maçın 2-2 bitme ihtimali çok yüksek görünüyordu. Çünkü 63’te
sakatlanan Veli’nin yerine Oğuzhan’ın girmesiyle 4-1-4-1’e dönen Beşiktaş,
Sosa-Oğuzhan-Gökhan- Olcay 4’lüsü sahadayken ‘savunmayı’ topa hakim olup yapmak
yerine sahasına kapanarak yapmayı tercih ediyordu ve Akhisar gerçekten
tehlikeli geliyordu. Fakat Akhisar’ın 10 kişi kalması Beşiktaş’ı çok
rahatlattı. GELELİM 88’e kadar ne olduğuna Beşiktaş, özellikle de Olcay iyi
başladı maça ve 24’te muazzam bir asist yaptı. Solda önce Gekas’ı çalımladı,
sonra da Bilal’i yere yatırdı, ardından kestiği ortaya kafayı vuran Cenk, golü
yaptı: 1-0. UZUN süredir çok pozisyon vermeden bitiriyordu maçları Beşiktaş ama
dün öyle olmadı. Akhisar birçok ciddi şans yakaladı. Bunların ilki de 34’teydi.
Giray sağdan ortaladı, arkada Gekas kafayı vurdu, Tolga kurtardı. 41’de
Saidi’nin, 51’de ise Zokora’nın şutları Tolga’da kalırken 56’da ise Güray’ın
pasıyla defans arkasına sarkan Gekas’ın aşırtması dışarı gitti. 60’TA Olcay’la
girdiği duvar pasının ardından sol çaprazdan topu dışarı yollayan Sosa,
Beşiktaş’taki ilk golünü süper bir frikikle 68’de kaydetti. Herkes orta
yapmasını beklerken yaklaşık 40 metreden topu kaleye yolladı ve Oğuz’u avladı:
2-0. AMA 2-0 olunca yine bir Beşiktaş maçı bitmedi. 75’te Bilal, kurtarılması
imkansıza yakın bir roketle skoru 2-1 yaptı. Ardından Uğur’un çıkana kadar
yüklendi Akhisar ama golü bulamadı. 90+4’TE ise Olcay topu Bruno’dan kazanıp
Oğuzhan’a verdi. O da sağda Gökhan’ı buldu. Gökhan topu daha da sağa çekip
çaprazdan vurdu, mücadeleye noktayı koydu: 3-1.
Vatan
Yeni Toplum Dergisi - yenitoplumdergisi@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme