GÜNDEM
Yalnızca 3 Subay Terfi Alabildi
Üç ayrı iddianameyle 365 emekli ve muvazzaf TSK personeline uzanan Balyoz Davası'nda, yaşanan mağduriyetlere rağmen yalnızca 3 subay, general/amiral rütbesine terfi alabildi. Yargılama sırasında 278 personelin hala muvazzaf statüsünde bulunduğu Balyoz Davası süresince aralarında kuvvet komutanı, hatta Genelkurmay Başkanı olabileceği değerlendirilen 220'yi aşkın başarılı askeri personelin TSK ile ilişiği kesildi. Halen 50 civarında Balyoz mağduru görevlerini sürdürüyor. Ocak 2010'da basına yansıyan iddialar ışığında başlayan ve 4 yılı aşkın süre boyunca Türkiye'nin gündeminden düşmeyen Balyoz Davası, 365 emekli ve muvazzaf TSK personeli hakkında "darbeye teşebbüs" iddiasını içeriyordu. 2003 yılındaki plan seminerine yönelik iddiaları içeren davada yargılama safahatine geçildiğinde 278 sanık, halen muvazzaf statüsünde bulunuyordu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda 56, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda 134, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda 30, Jandarma Genel Komutanlığı'nda 89 askeri personelin yanı sıra iki de sivil personel dava sürecinde TSK bünyesinde çalışıyordu. Yargılanan 365 kişiden 325'i davadan ceza aldı. Davada yargılanan isimlerden emekli Hava Albay Tarık Akça, Nisan 2012'de intihar etti, emekli Albay Halil Yıldız Ekim 2013'te, Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp Mayıs 2014'te, emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak da Temmuz 2015'te yaşamını yitirdi. Davada yargılanan 278 muvazzaf isimden 220'sinin üzerindeki askeri personel, tutuklu bulundukları gerekçesiyle mecburen emekli edildi. Önceki gün sona eren Yüksek Askeri Şura toplantısında Balyoz mağduru 45 muvazzaf albayın dosyası ele alındı. Bu isimlerden 2'si tuğgeneralliğe, biri tuğamiral rütbesine terfi ettirildi. Balyoz Davası'nda yargılanan üç albay da bir üst rütbeye terfi aldı. Balyoz Davası'nda 13 yıl 4 ayla yargılanan Piyade Kurmay Albay Levent Ergün, 11. sıradan tuğgeneralliğe, 16 yılla yargılanan Deniz Kurmay Albay İbrahim Özdem Koçer 7. sıradan tuğamiralliğe ve 16 yılla yargılanan Jandarma Kurmay Albay Ahmet Hacıoğlu, 3. sıradan tuğgeneralliğe terfi aldı. Balyoz Davası'nda, aralarında kuvvet komutanı, hatta Genelkurmay Başkanı olabileceği değerlendirilen 220'yi aşkın başarılı askeri personelin TSK ile ilişiği kesildi. Bu isimlerden 60'ı general veya amiral rütbesindeyken emekli edildi. Emekli edilen komutanlardan Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan, 2011 Şura'sında birinci sıradan terfi alabilseydi bu yıl Genelkurmay Başkanlığı'na, ikinci sıradan terfi alabilseydi ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanabilecekti.
Milliyet
EKONOMİ
Gram Altın 97, 1925-97, 3057
ABD Doları 2, 7765-2, 7793/
Euro 3, 0331-3, 0387/
İngiliz Sterlini 4, 3024-4, 3114
Notumuzu Kıracak Mı?
Türkiye'ye 'yatırım sınıfı' kredi notu tahsis eden iki dereceleme kuruluşundan birinin, Moody's kredi dereceleme kuruluşunun potansiyel gözden geçirme tarihlerinden biri de bugün. Bugün herhangi bir değerlendirme yapmaz ise 4 Aralık tarihine kalacak. Moody's Türkiye'yi potansiyel olarak kredi notunu düşürme potasında tutan dereceleme kuruluşu; çünkü 11 Nisan 2014'de Türkiye'nin kredi notu görünümünü negatife izlemeye çevirmişti. Bunun anlamı, işaret edilen zayıf alanlarda iyileşme sağlanamazsa notun düşürüleceğidir. Şunu da not düşmekte yarar var; bu açıklamanın yapılmasından bu yana geçen 16 ay içinde, o tarihlerde iyi olarak işaret edilen unsurlardaki gerileme, bozulma da not indirimine potansiyel olarak etken olacaktır. Önce şu soruya yanıt arayalım; herhangi bir dereceleme kuruluşu negatif izlemeyi ne kadar sürdürüyor? Konuştuğum uzmanlar, en fazla iki yıl, ancak ortalamada 18 ayı işaret ediyorlar. Moody's negatif izlemeye alalı 16 ay oldu. Ekim ayında 18, Nisan 2016'da da iki yıl dolacak. Yani, Moody's için karar anına yaklaşıyoruz. Peki, Nisan 2014'te negatif izlemeye alınmamızın ana noktaları ne idi? İki temel noktayı işaret ediyordu Moody's; biri 'yükselen politik belirsizlik ortamının sonucu olarak dış finansman pozisyonundaki zayıflama' idi, diğeri ise 'belirsiz politika ortamında orta vadeli zayıf büyüme görünümü' idi. Tekrar anımsatmak gerekiyor; bu değerlendirmelere Nisan 2014 penceresinden baktığımızı unutmayalım. Nisan 2014'den bu yana gelişmeleri ayrıca bakacağız. Moody's birincisi noktada; politik dinamiklerdeki çalkantı ile küresel likiditedeki azalmanın, hem yurtiçi, hem de uluslararası yatırımcı güvenine olumsuz yansıması olduğunu, bu yansımanın kendisini döviz kurunda gösterdiğini; bunun da negatif izlemeye alma konusunda etken olduğunu açıklamıştı. İkinci ana etmen de, Türkiye'nin orta vadeli ekonomik büyüme görünümünün zayıflamasıydı. Yükselen politik riskten ortaya çıkan belirsiz politik ortam, Türk ekonomisindeki kırılganlıkları azaltacak olan yapısal reformların ivmesini kısıtlayacaktı. Moody's, kamu finansmanında belirgin bir bozulma, politik istikrarsızlıkta artış, dış finansmanda yoğunlaşan baskılar, dış sermaye akımlarında ani ya da takip eden kesilme riskinin artması, ihracatta rekabetçiliği zayıflatacak belirgin kurumsal değişikliklerin notun indirilmesine neden olacağını not düşmüştü.
Hürriyet