15.07.2017
GÜNDEM
‘Devlet Mi Besleyecek?’
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ soruşturması nedeniyle kamu kurumlarından ihraç
edilenlere yönelik eleştirilere sert çıktı. Erdoğan OHAL’in uzatılması
konusunda da “Şu anda bizim OHAL’e hala ihtiyacımız var” dedi. Erdoğan, AK
Parti’nin düzenlediği “Bir İnsan Hakları İhlali Olarak 15 Temmuz” panelinde
şunları söyledi: Şehitlerimizi unutmadık, inşallah unutturmayacağız. Türk
milleti Çanakkale’den ve Kurtuluş Harbi’nden bir asır sonra yeniden kim
olduğunu hatırladığı, mazisiyle atisi arasındaki irtibatı tekrar ve daha güçlü
şekilde tesis ettiği bir vaka ile karşılaşmıştır. 15 Temmuz dünya demokrasi
tarihinde bir ilktir Utanmadan ‘Amerika bana bana müsaade ederse Türkiye’ye
giderim’ diyor. Seni ben daha önce çağırdım ya gelseydin niye gelmedin, sende o
yürek var mı? Buraya gelince ne olacağını biliyorsun, akıbetini biliyorsun.
Türkiye 15 Temmuz’dan sonra artık çok daha güçlüdür, çok daha emin adımlarla
aydınlık geleceğine doğru ilerlemektedir. 15 Temmuz pek çok yönüyle
konuşulması, tartışılması, üzerinde uzun uzun durulması gereken bir hadise. 15
Temmuz en başta bir darbe girişimidir ama Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi örtülü
darbe değil. Kılıçdaroğlu örtülü darbeyi Bakırköy Belediye Başkanının evinden
izledi, nasıl bir örtülü darbeyse. Kaldı ki nasıl bir örtülü darbe gel VIP’ye
ondan sonra ‘tanklar gitti mi’ diye sor, tankların çekildiğini öğren beyefendi
geldi ya beyefendi geldiği için işbirliği tuttuğu tanklar oradan çekildiler ve
oradan Bakırköy’deki Belediye Başkanının evine gitti. Neymiş oteller o akşam
kapalı olduğu için otellerde yer bulamadı beyefendi onun için Belediye
Başkanının evine gitti, Örtülü darbe, kahve, çay onlar bir tarafta ekrandan
örtülü darbeyi izliyor. 20’sinde örtülü darbe diyorsun o gece ayın 15’ini 16’ya
bağlayan gece, hayatı yalan. Bunlarda dürüstlük yok, hiçbir zaman doğru
konuşmadılar ve doğru olmadılar. (Kamudan ihraçlarla ilgili eleştirileri
yanıtlarken) Almanya’nın birleşmesinde 500 bini aşkın Alman memur işlerinden edildi
bak bunu sormuyorlar sordukları işte bu kadar kişi işlerinden edildi. Bunların
bundan sonra imkanları, ihtiyaçları nasıl karşılanacak? Gitsin özel sektörde
çalışsın bize ne onu mu düşüneceğiz bir de. Devlet mi besleyecek bunları devlet
besledi devlete ihanet etti bunlar. Zaten Türkiye’nin en önemli sorunlarından
bir tanesi de 657’dir. 657’nin de eğer bir mutabakat sağlanabilse aynen batıda
olduğu gibi 657’nin memur-işçi ayrımı değil tamamıyla çalışanlar olarak
değiştirilmesi lazım.
Milliyet
‘Ohal Bir Gün Mutlaka Kalkacak’
Başbakan
Binali Yıldırım, OHAL’in üç ay daha uzatılmasını hükümet olarak MGK’ya teklif
edeceklerini açıkladı. Yıldırım, “Mutlaka bir gün kalkacak bu OHAL. Böyle devam
edecek diye bir şey yok. Tarih vermek yanlış olur” dedi. Yıldırım, dün Çankaya
Köşkü’nde medya temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin
soruları yanıtlarken şunları söyledi: Mutlaka bir gün kalkacak bu OHAL. Böyle
devam edecek diye bir şey yok. Tarih vermek yanlış olur. MGK’da görüşülüyor, konuşuluyor,
ona göre ya uzatılıyor ya da kaldırılmasına karar veriliyor. Münferit bir
kararım olsa bunun cevabını veririm ama bu 19’unda doluyor. Prensip olarak,
bizim hükümet olarak kararımız, MGK’ya 3 ay daha uzatılması yönünde teklif
götürmek. OHAL komisyonu ile amacımız mağduriyet varsa gidermek. Şu gün
itibarıyla memuriyetten uzaklaştırma 38 bin 202; memuriyetten çıkarma 103 bin
844. Bu arada 34 bin 320 kişi de iade edilmiş. Hakkında işlem yapılan şüpheli
sayısı 168 bin 796. İtiraz başvuru sayısı 296 bin 350. Burada mükerrerlik
olabilir, sayı yanıltıcı olmasın. DURUŞ GÖSTERMEDİ: (Darbe komisyonu raporu)
Çok geniş bir rapor. Bir mutabakat yok. CHP’nin, MHP’nin de muhalefet şerhleri
var. Kapsamını görmek, bakmak lazım ama CHP’nin FETÖ karşısındaki duruşu bir
sır değil, yani herhangi bir duruş göstermemiştir. Bugün bile gösterdiğini
düşünmüyorum. 15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ diyebiliyorsa CHP, bu FETÖ’ye karşı
bir duruş değildir, bir anlamda FETÖ’nün zımnen, dolaylı olarak yanında olmak
anlamına gelir.
Milliyet
İşte Halkın Üstüne Ateş Emrinin
Verildiği An!
FETÖ’nün
darbe girişimi esnasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde 2’si polis 34 kişinin
şehit edildiği olaylara ilişkin, 135’i tutuklu 143 şüpheli asker hakkında
iddianame hazırlandı. İddianamede, şüphelilerin “TBMM’yi ortadan kaldırmaya
veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini
ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “anayasal
düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ile “kasten öldürme” suçlarından 37’şer kez
ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Darbe girişimi gecesi
00.40 ve sonrasında çok sayıda vatandaş ve kolluk kuvvetinin köprüye çıkmasının
ardından tanklardan birisinin dört kez top atışı yapması ve uzun namlulu silahlarla
askerler tarafından ateş açılması sonucu 15 Temmuz’un ilk şehitlerinin bu
sırada verildiği belirtildi. İddianameye 15 Temmuz gecesi 15 Temmuz Şehitler
Köprüsü’nde yaşananların MOBESE’ye yansıyan görüntüleri de girdi. Görüntülerde
22.09’da darbeci askerlerin köprünün Anadolu Yakası girişini kapattıkları
görülüyor. Bunun üzerine darbeci askerler vatandaşların üzerine ateş ediyor.
Köprü güvenlik kameralarından ve MOBESE kameralarından elde edilen görüntülerde
darbeci komutanın askerlere verdiği ateş emri de çok net bir şekilde görülüyor.
Darbecilerin ateş etme anında halkın yerlere yatmaları, bazı vatandaşların
vurulma anları da görüntülerde yer alıyor.
Vatan
‘Katar Veya Türkiye’ye Söz Söyleme
Hakları Yok’
Dışişleri
Bakanı Çavuşoğlu, Katar’daki Türk üssüyle ilgili “Katar’da ortak Türk üssünün
kurulmasıyla ilgili anlaşma onaylandı. Şimdi bunun uygulaması aşamasındayız. Bu
anlaşma, iki egemen ülke arasında bir anlaşmadır. Üçüncü bir ülkenin de bu
konuda Katar’a veya Türkiye’ye söz söyleme hakkı yoktur. Herkes buna saygı
duyacak” diye konuştu. Katar Dışişleri Bakanı El Sani de Türk askerinin
Katar’da konuşlanması anlaşmasına ilişkin “Madem ki yasalara uygun yapılmış
olan bir anlaşmadır öyleyse herhangi bir devletin buna itiraz etmek veya bunu
tartışmak hakkı değildir” dedi. Katar krizine ilişkin konuşan Çavuşoğlu, “Biz
başında da söyledik. Katar halkını hatta bölge halkını etkileyen, acı veren
yaptırımları doğru bulmuyoruz. Elbette Katar’ın ve kardeş Katar halkının
ihtiyacı olan gıda başta olmak üzere tüm ihtiyaçlarını karşılamak için birlikte
çalışıyoruz; ama böyle bir krizin yaptırımlarla değil; konuşarak, diplomasi
yoluyla kardeşler arasında samimi müzakere edilerek, çözüleceğine inanıyoruz.
En son ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un çabalarına da destek veriyoruz”
dedi. Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Ortada suçlama varsa delillerin de
net bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Taleplerin uluslararası hukuku ve
özellikle ülkelerin egemenlik haklarını da ihlal etmemesi gerekiyor. Bizim
Katar’daki Türk üssümüzü de içeren taleplerin bizim için de kabul edilemez
olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. İnşallah en kısa süre içinde
istemediğimiz, arzu etmediğimiz kriz; diyalog yoluyla karşılıklı anlayış, saygı
ve eşitlik yoluyla aşılır. Biz Türkiye olarak bundan büyük memnuniyet duyarız.
Bunun içinde Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde çabalarımız devam edecek.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez ülkelerini kapsayacak olan
ziyaretlerinin detayları sorulan Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanı’mız, bölge ülkelerini
ziyaret etmek istiyor. Bunun takvimini belirlemeye çalışıyoruz” dedi.
Vatan
‘Chp Etkinliklere Katılacak’
CHP Genel
Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan yaptığı basın açıklamasında
parti olarak 15 Temmuz törenlerine katılacaklarını belirterek, “Dün itibariyle
davetiye geldi Meclis Başkanlığının davetiyesi. Meclisin kuruluş iradesinin
yeniden yaşandığı bir geceydi o gece. Demokrasiyi savunan, ortadan
kaldırmayacak, yok etmeyecek ifade edecek her türlü Meclis etkinliğinde yer alacağız.
Bu çerçevedeki Meclis törenlerinin dışında olmamız mümkün değil. Bu nedenle 15
Temmuz anmaları çerçevesinde cumartesi günü gündüz Genel Kurulda hazır
bulunağız. Sayın genel başkanımız orada bir konuşma yapacak. Daha sonra gece
00.13’te 16 Temmuz sabaha karşı birinci Meclis’te başlayan 00.13’teki yürüyüşte
sayın genel Başkanımız ile bütün milletvekillerimiz ile hazır olacağız. Oradan
bugünkü Meclis’e yürüyeceğiz. Resmi tören içerisinde yer alacağız. Sabaha karşı
yapılacak liderlerin konuşmasında da sayın genel başkanımız konuşma yapacak.
Yani bu programa katılacağız” diye konuştu.
Vatan
‘2019’da Aday Olmayacağım’
CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün çıkacak haftalık Der Spiegel dergisine
yaptığı açıklamada 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisinin aday olmayacağını
söyledi ve “Ben partiler üstü bir aday istiyorum” dedi. Erdoğan’a karşı
Abdullah Gül’ün adaylığının akıllı bir öneri olup olmayacağı sorusuna ise
Kılıçdaroğlu, “Ne yapacağına Abdullah Gül’ün kendisinin karar vermesi gerekir.
Ama ben şimdiden, seçimlere iki yıl önceden bir isim verme hatasına kesinlikle
düşmem” dedi. Avrupa’yı Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı görmemeye
çağıran Kılıçdaroğlu “Adalet yürüyüşü ve anayasa referandumu, Erdoğan’ın sadece
ülkenin yarısı için konuştuğunu gösterdi” dedi. Kılıçdaroğlu, “Adalet yürüyüşü
mitingine bir milyondan fazla insanın katılması sizi şaşırttı mı” sorusuna ise
şu yanıtı verdi: “Vatandaşların büyük çoğunluğunun Türkiye’deki gelişmelerden,
hükümet baskısı ve sosyal adaletsizlikten rahatsızlığını biliyordum. Daha nisan
ayındaki anayasa referandumunda bu kendini gösterdi. Yaklaşık yüzde 50’si
Erdoğan’a karşı oy verdi. Ama insanların adalete bu denli susadığını
düşünmemiştim.” Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz 2016 gecesi gerçekten ne oldu”
sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bunu kimse bilmiyor. Darbe gerçekti. Bu hain
darbeden Gülen’in sorumlu olduğu konusunda hiçbir şüphem yok. Biz hükümeti bu
cemaatin tehlikeleri üzerine devamlı uyardık. Ama Erdoğan bizi dinlemek
istemedi. Gülen’le müttefiktiler. Türkiye’yi aralarında paylaştılar. AKP’li
politikacılar Gülen’i yıllarca ziyaret ettiler. İkisi arasındaki savaş, 15
Temmuz’da 300 insanın hayatına mal oldu. Türk istihbaratı 15 Temmuz günü öğleden
sonra olası bir darbe ihbarı aldı. Ama Erdoğan akşam eniştesinden öğrendiğini
iddia ediyor. Biz, hükümetin yararlanmak için darbe girişimini belirli bir
noktaya kadar bıraktığına inanıyoruz.”
Hürriyet
DÜNYA
Trump Paris’te De Konuşturdu...
Fransa’nın
başkenti Paris’te bulunan ABD Başkanı Donald Trump, “14 Temmuz Bastille Günü”
askeri geçit törenini izledikten sonra ülkesine dönerken, yine kendinden bolca
konuşulmasını sağladı. Basın toplantısında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel
Macron’u öven Trump, iklim anlaşmasıyla ilgili ileride bir şeyler olabileceğini
söyleyerek “gizem dozu”nu artırdı. Trump ve Macron, Paris’in sembollerinden
Champs-Elysees’deki töreni eşleriyle birlikte izlerken, Amerikan askerleri de,
ABD’nin Birinci Dünya Savaşı’na girişinin 100. yılını anmak amacıyla Fransız
askerleryle beraber yürüdü. Törende, F16 uçakları gösteri yaparken, Birinci
Dünya Savaşı sırasında kullanılan bazı tank ve silahlar sergilendi. Tören
sonrası konuşma yapan Macron, “Donald Trump ve eşinin burada olması dostluğun
işaretidir. ABD’ye 100 yıl önce yaptıkları seçimden dolayı teşekkür etmek
istiyorum” dedi. Bununla birlikte iki lider, önceki gün ortak basın toplantısı
düzenlerken, sözü ilk “alan” Trump oldu. Macron’a yöneltilen soru sonrasında
araya giren Trump lafa Macron’u övmekle başlayıp, “Sayın Macron, siz süper bir
cumhurbaşkanısınız, büyük bir lidersiniz” ifadelerini kullandı. Toplantıda en
büyük ilgi, Paris İklim Anlaşması ve ABD’nin anlaşmadan çekilme kararı oldu.
Macron, “Trump’la ben, küresel ısınma konusunda bir takım anlaşmazlıklar
yaşıyoruz. Ve anlaşmazlıklarımız üzerinde, detaylı olmasa da konuştuk” derken,
Trump, “Paris anlaşmasıyla ilgili gelecekte neler olacağına bakacağız” şeklinde
konuştu.
Milliyet
Mescid-İ Aksa’da Olay: 5 Ölü
Kudüs
kentinde bulunan Mesci-i Aksa’da dün meydana gelen şiddet olayında 3 Filistinli
ve iki İsrail polisi yaşamını yitirdi. İsrail polisi, Mescid-i Aksa’nın Aslanlı
Kapı bölgesinde İsrail polisine ateş eden iki kişinin olay yerinde
öldürüldüğünü bildirdi. Mescid-i Aksa Vakfı yetkilileri ise saldırı düzenlediği
iddia edilenlerden birinin, Mescid-i Aksa’nın içerisine kaçtığını ve burada
öldürüldüğünü duyurdu. Saldırı eylemini düzenleyen 3 kişinin İsrail vatandaşı
Arap olduğu ifade edildi. Olayın ardından öldürülen Filistinlilerin üzerinde 2
yarı otomatik silah ve bir tabanca ele geçirildiği belirtildi. Mescid-i Aksa
güvenlik nedeniyle kapatıldı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, olay
üzerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla telefonda görüşürken, Mescid-i
Aksa’nın yeniden açılmasını” istedi, buranın kapatılmasının bazı çevrelerce
istismar edilebileceğini savundu.
Milliyet
Eski Başkanlar ‘Kanka Oldular’
ABD eski
başkanlarından Bill Clinton ve George W. Bush, önceki katıldıkları etkinlikte
birbirlerine sergiledikleri yakın tavırlarla dikkati çekti. Bush’un kendi adını
taşıyan başkanlık merkezinde düzenlenen etkinlikte podyuma çıkan Clinton, Bush
için ‘başka anneden doğmuş olan kardeşim’ diye söz etti. Bu arada Bush,
emekliye ayrılmasının ardından çokça boş vaktinin olduğunu ve canının
sıkıldığını, bu nedenle resim yapmaya başladığını söyledi. Bush Clinton’a, 3
yaşındaki torununun Çince ‘iyi ki doğdun’ diyebildiğini de belirtti.
Vatan
Çavuşoğlu: Katar’daki Türk Üssüne
Herkes Saygı Duyacak
Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suudi Arabistan liderliğindeki bazı Arap ülkelerinin
Körfez krizini sona erdirmek için Katar’dan istediği Türk üssünün kapatılması
talebinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, Ankara’ya gelen Katar
Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani ile görüşmesinin
ardından dün düzenlenen ortak basın toplantısında, “Türk üssüne Amerika’nın da
itirazı yok. Yani bu anlaşma iki egemen ülke arasındaki bir anlaşma. Körfez
ülkelerinin de böyle bir şart koşması iki ülkenin egemenliğe aykırıdır. Üçüncü
bir ülkenin bu konuda Katar’a veya Türkiye’ye söz söyleme hakkı yoktur. Herkes
buna saygı duyacak” dedi. Bakan Çavuşoğlu ve Katarlı mevkidaşı, ABD Dışişleri
Bakanı Rex Tillerson’ın krizi sona erdirmek için bölgeye yaptığı ziyaretin
başarısız geçtiğine dair haber ve yorumlara katılmadıklarını da söyledi.
Çavuşoğlu, “Tillerson’ın arabuluculuk yapan Kuveyt’le birlikte hareket etmesi
doğru bir adımdır. Bir ziyarette bu sorunun çözülmesini beklemek iyimserlik
olur. Bugüne kadar çok çabalar oldu. Çok kısa sürede olmasa bile orta vadeli
bir süreçte biz sonuç alacağımıza inanıyoruz” dedi. El Sani’nin Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan ile Beştepe’de 1 saat 10 dakika süren görüşmesinde de gündem
Körfez krizi oldu. Erdoğan’ın El Sani’ye “Sorunun diplomatik yollarla en kısa
sürede çözülmesi için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Kardeşler arasında
bu gibi sorunların oluşmasını istemiyoruz” mesajı verdiği belirtildi.
Hürriyet
Vize Yasağına Yine Yargıdan Darbe
ABD Başkanı
Donald Trump’ın çoğunluğu Müslüman 6 ülke vatandaşlarına yönelik vize yasağında
geçen “yakın akraba” tanımının kapsamı genişletildi. Hawaii eyaletindeki Bölge
Mahkemesi Hakimi Derrick Watson, yasağın, Yüksek Mahkeme’nin “gerçek aile
bağları” kararını çok dar bir bakış açısıyla yorumladığına, bu tür
kısıtlamaların zorla kabul ettirilmemesi gerektiğine hükmetti. Watson ayrıca
Washington yönetiminin yakın akraba yorumunu “haksız yere kısıtlama” olarak
nitelendirdi.
Hürriyet
EKONOMİ
Dolar: 3,5348-3,5415
Euro: Euro 4,0564-4,0616
Sterlin: 4,6304-4,6410
Gram Altın:
139,5806-139,9465
Sular Çok Isınacak
Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile önceki gün bir kahvaltıda bir araya
gelmiş, 22. Petrol Kongresi değerlendirmesi yapacakken, haliyle güncel konulara
da girmiştik. Bakan Albayrak, “Rum tarafı İsviçre’de oldukça uzlaşmaz bir tutum
sergiledi. İsrail bulduğu gazı Avrupa’ya taşımak için en fizıbl yol olarak
Türkiye’yi görüp, anlaşma zemini ararken, Rumlar’ın bu katı tutumunu neye
bağlıyorsunuz” diye sorduğumda verdiği cevaptan dün bütün gazetelerin ekonomi
sayfalarının manşetlerini süsleyen başlık çıkmıştı. Bakan Berat Albayrak,
Barbaros Hayreddin Paşa sismik arama gemisinin yeni rotasının Magosa’dan sonra
Güzelyurt olacağını söylemişti. Daha sonra gazeteye gelince Kıbrıs haritasını
açtım ve Güzelyurt’u buldum. Doğal olarak da arama yapılacak sahanın Güzelyurt
Körfezi’ne yakın bir yer olduğunu düşündüm. Yani Türk tarafının kontrolündeki
kuzeybatı açıkları. Ancak dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın danışmanı
ilginç bir harita paylaştı. Güzelyurt arama sahasının, Güzelyurt yerleşim
bölgesi ile pek de alakası yok. Öyle görünüyor ki Barbaros Hayreddin Paşa
gemisi Kıbrıslı Rumlar’ın burnunun dibine girecek belli ki. Bu durumun Rumlar’ı
bir hayli rahatsız edeceği ve kızdıracağı açık. Ancak hak ettiler mi,
kesinlikle hak ettiler. Nedenlerini açalım. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris
Hristofyas, tek yanlı ilan ettikleri “Münhasır Ekonomik Bölge’’ içinde
buldukları gaz rezervlerinin sadece kendilerine ait olduğunu açıklamıştı.
Bilindiği üzere Amerikan Noble Energy şirketi doğalgaz araştırma sondajları
sonucunda 5 bin metre derinde ilk etapta 300 milyar metreküpün üzerinde gaz
bulmuştu. Hristofyas, “Doğalgaz perspektifinin, ‘Kıbrıs ve halkını’
güçlendireceğini, gerek jeolojik düzeyde gerek ekonomik düzeyde belirleyici
değişikliklere yol açacağını ve doğalgaz araştırmalarının Kıbrıs halkı için
büyük perspektifler yarattığını’’ belirtmişti. Ancak Kıbrıs halkından anladığı
sadece Kıbrıslı Rumlar oldu. Oysa Kıbrıslı Türkler, adanın tüm doğal
zenginliğinin tüm adaya ve ada vatandaşlarına ait olduğunu savunuyor. Türkiye
de bu tezi destekliyor. Zaten olması gereken de bu. Rumlar’ın işlerine geldiği
zaman “Tüm adayı temsil ediyoruz” işlerine gelmediği zaman “Bulduğumuz kaynaklar
sadece bizimdir” demeleri doğrusu anlaşılır gibi değil. Uluslararası kamuoyunun
bu komediye sessiz kalması da anlaşılır bir şey değil. 2004’ten bu yana
Kıbrıs’ta iki kesimi de tatmin edecek bir barış anlaşması için çaba sarfeden
BM, Türkler’in bu konudaki pozitif niyetini defalarca test edip gördüğü halde
hâlâ Kıbrıslı Rumlar’a tavizkar tutumunu anlamak da mümkün değil.
Vatan
Ekonomide Destan Yazılıyor
Maliye Bakanı
Naci Ağbal, Türkiye ekonomisinin, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle olumsuz etkilendiğini
hatırlattı. Darbe girişimi sonrası ekonomide bozulan güveni yeniden tesis
etmek, üreticiyi ve tüketiciyi cesaretlendirmek için Ağustos ayından itibaren
ekonominin desteklenmesine yönelik birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini
anımsatan Ağbal, özel sektör yatırımlarını canlandırmak ve istihdamı artırmak
için firmalara ilave teşvikler sağladıklarına işaret etti. İç talebi
canlandırmaya yönelik olarak sektörel vergi indirimleri yaptıklarını,
işletmelerin vergi ve prim borçlarını yapılandırdıklarını dile getiren Ağbal,
Kredi Garanti Fonu ve KOSGEB aracılığıyla krediye erişimi artırdıklarını
söyledi. Ağbal, üretimin desteklenmesi ve talebin canlanmasına yönelik
düzenlemelerin her biri için ayrı ayrı ve özel çalışıldığını belirterek,
şunları kaydetti: “Darbe girişimi sonrası ekonomi kurumlarımızın aldığı
tedbirler ve ekonomimizin sağlam temelleri sayesinde piyasalarda hızlı bir
şekilde istikrar sağlandı ve 2016’nın son çeyreğinden itibaren Türkiye yeniden
pozitif büyüme patikasına girdi. Bu yılın ilk çeyreğinde de byüzde 5’lik güçlü
bir büyüme performansı gösterdik. Reel kesim güven endeksi yüzde 110
seviyelerine çıktı. Üretim göstergelerindeki iyileşmeyle beraber, ihracat ve
turizmde de yükseliş trendi başladı.” Ağbal, önümüzdeki dönemde de ara vermeden
hızla uygulamaya devam edecekleri reformlar, alınan tedbirler ve dış
konjonktürdeki olumlu gelişmelerin ekonomideki canlanmayı destekleyeceğini dile
getirdi.
Vatan
İş Dünyası Tek Yürek
İşçi,
işveren, tarım, sanayi, ticaret ve memur kesimini temsil eden sivil toplum
kuruluşları, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yaptıkları
açıklamalarda, “15 Temmuz’u unutmadık, unutturmayacağız” mesajını verdiler.
TÜRK-İŞ, TESK, MEMURSEN, HAK-İŞ, TZOB, TİSK, Türkiye KAMU-SEN ve TOBB
başkanları, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü nedeniyle, TOBB merkezinde
biraraya geldi. 81 ilde de STK temsilcilerince toplantılar düzenlenirken, yedi
ilden de etkinliğe canlı yayın ile bağlanıldı. Ortak açıklamayı TOBB Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu okudu. İki hafta boyunca farklı etkinliklerle, 15 Temmuz
ruhunu canlı tutacaklarını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: “15
Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız. Darbe teşebbüsünün amacı Türkiye’yi
bir daha ayağa kalkamayacak duruma düşürmekti. Hükümetimizin aldığı önlem ve
yaptığı reformlarla hızla toparlandık. Darbe girişiminin üzerinden bir yıl
geçmeden Türkiye dünyanın en zor stres testinden başarı ile çıktı. Başka bir
ülke olsaydı bir daha ayağa kalkamazdı. Ama rehavete kapılmayacağız.
Ayağımızdaki prangayı çözdük, şimdi koşma zamanı. Yeni bir reform süreci
başlatmalıyız.” Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı
Kudret Önen, “15 Temmuz gecesi demokrasi ve milli iradeye kastedenler,
Türkiye’ye ilişkin hain amaçlarına asla ulaşamayacaklar” ifadesini kullandı.
Önen, “Demokrasimizin daha da güçlenmesi, istikrar ortamında ekonomimizin daha
da kalkınması için özenle, aralıksız ve yılmadan çalışmaya devam edeceğiz.
Türkiye, bölgesel bir güç merkezi olmakla sınırlı kalmayacak, dünya devleriyle
yarışan küresel bir güç haline gelecek. Bu yeni dönem, Türkiye’yi güçlü bir
geleceğe, hedeflediği kalkınma düzeyine taşıyacak” dedi. İstanbul Sanayi Odası
Başkanı Erdal Bahçıvan, “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin ekonomilerinde büyük
yıkımlar ortaya çıkarabilecek kadar sarsıcı bu hain darbe girişimi ve daha
sonra yaşanan insanlık dışı terör olayları karşısında; Türkiye ekonomisi,
Türkiye özel sektörü ekonomik aktivitesini, dinamizmini yitirmemiştir.
Ekonomimizin ve sanayimizin çarkları durmadı, durdurulamadı. Türkiye’mizin bir
daha böyle kötü günler yaşamamasını dilerken, geleceğe güvenle bakmalıyız.
Umutsuzluk, yılgınlık ve karamsarlık ülkemiz ve milletimiz için en büyük
tuzaktır” dedi Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ahmet Erdem,
“Dün olduğu gibi bugün de Türkiye’deki yatırım ortamının iyileştirilmesine ve
yaşanan olaylardan olumsuz etkilenmemesi için yapılması gerekenlere ilişkin
görüşlerimizi ve deneyimlerimizi paylaşmaya, daha fazla yatırım, daha fazla
istihdam hedefiyle çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz
ve bu inancımızı yatırım perspektifimizi koruyarak göstermeyi sürdüreceğiz”
diye konuştu.
Milliyet
Ertelenen Yatırımlar Bir Bir Geri
Dönüyor
Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün
(FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından ülkedeki durumu anlatmak ve
Türkiye’de işlerin yolunda olduğuna dair mesaj vermek için yapılan görüşmelerde
olumlu sonuçlar da elde ettiklerini kaydetti. Vardan, Bosch’un 250 milyon euro’luk
ilave yatırımları olacağını anımsatarak, “Bu olayların akabinde bu yatırımın
olup olmayacağı endişesi hasıl olmuştu. Ama bizim ve Almanya İş Konsey
başkanımızın yaptığı çalışmalar neticesinde bu yatırımın yapılmasına karar
verildi. Yine Macaristan İş Konseyi Başkanımız Adnan Polat da 1 milyar dolarlık
bir enerji yatırımının Türkiye’de olması konusunda yatırımcıları ikna etti”
dedi. Genel itibarıyla geçen yılki terör hadiselerinden sonra Türkiye’ye gelen
yatırımların azaldığını ancak terör olaylarının bastırılmasıyla algının
düzeldiğini, hatta iptal edilen kongrelerin yeniden gündeme gelmeye başladığını
ifade eden Vardan, değişik kentlerde büyük fabrika yatırımlarının başladığını
gördüğünü, bunun Türkiye’nin gelişmesi yönünde çok önemli bir işaret olduğunu
vurguladı.
Milliyet
Dünyada Daha Büyüğü Yok
22. Dünya
Petrol Kongresi nedeniyle Türkiye’ye gelen BP Küresel Rafineri, Akaryakıt ve
Madeni Yağlar Operasyonları (Downstream) CEO’su Tufan Erginbilgiç, BP’nin şu an
dünyadaki en büyük projesinin TANAP’ı da içeren Güney Gaz Koridoru olduğunu
belirterek, “Şu anda dünyada Güney Koridoru’ndan daha büyük bir boru hattı
projemiz yok. Toplam 40 milyar dolarlık Güney Koridoru yatırımının 10 milyar
doları ise Türkiye’de gerçekleşiyor” diyor. BP’nin akaryakıt tarafında
Türkiye’den çıkacağı söylentilerini reddeden Erginbilgiç, “Her geldiğimde bunu
söylüyorum, Türkiye’den çıkmayacağız. Burada yaptığımız görüşmelerde de bunu
söyledik; Türkiye BP için stratejik. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC), TANAP...
TANAP’tan ilk aşamada Azerbaycan gazı gelir, yarın başka ülkelerden de gaz
gelebilir Türkiye’ye. Akaryakıt alanında Türkiye, BP’nin en stratejik 5
pazarından biri, bugün Türkiye’de 700’e yakın BP istasyonu bulunuyor. Onun
dışında madeni yağlara bakarsanız şu anda yüzde 25 pazar payıyla pazarın
lideriyiz, onu da büyütmeyi istiyoruz. Gemlik’teki madeni yağlar üretim
fabrikamızdan şu anda 17 ülkeye ihracat yapıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Hürriyet
İşveren Gelecek İşçi Boykotta
Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün (ILO) bu yıl İstanbul’da yapılacak olan bölge toplantısı
adeta lobi savaşına döndü. Toplantının ilk olarak İstanbul’da yapılmaması
gündeme gelirken hükümet, işçi ve işverenin çabalarıyla toplantının yeri
değiştirilmedi. Bu kez de dünya işçi hareketinin üst çatısı niteliğindeki
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) ve Uluslarararası Sendikalar
Konfederasyonu (ITUC), üyelerinden toplantının boykot edilmesini istedi.
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ise 57 ülkenin işçi sendikalarına “İstanbul’a
gelin” çağrısında bulunacak. 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da yapılması
planlanan 10. ILO Avrupa Bölge toplantısının Türkiye’de yapılması, son birkaç
aydır tartışma konusuydu. Ancak Türk hükümeti ile işçi ve işveren
temsilcilerinin yaptığı lobi çalışmalarının ardından, 17 Haziran’da yapılan ILO
Yönetim Kurulu toplantısında, yer değişikliği yapılmayacağı net bir şekilde
açıklandı. Ancak bu karar, ETUC ve ITUC’un tepkisini çekti. ETUC ve ITUC, OHAL
ve benzeri uygulamalarla Türkiye’de çalışanlar aleyhine bir ortam
oluşturulduğunu iddia ederek; toplantıya katılım olmamasını istedi. Türk-İş
Başkanı Atalay, ETUC ve ITUC’un çağrısının kabul görmesi durumunda
yaşanacakları “İstanbul’da yapılacak olan toplantıya işverenler, hükümet
yetkilileri, ILO temsilcileri katılacak. Ancak işçi sınıfını temsil eden
isimler olmayacak” sözleriyle anlattı. Atalay, “Bu toplantının ayaklarından
birinin eksik olması demektir. Bunu önleyebilmek önce ITUC ve ETUC
yetkililerine, ‘aldıkları boykot kararının doğru olmadığını ve bu yolun kimseye
fayda sağlamayacağını’ anlatan bir mektup yazdık. Şimdi de 52 ülkenin işçi
sendika temsilcilerine benzer mektuplar yazmaya hazırlanıyoruz. Doğrusu, tüm
kesimlerin İstanbul’da toplanıp, çalışma hayatının sorunlarını sağlıklı bir şekilde
tartışmasıdır” dedi.
Hürriyet
SPOR
Babacar İçin İkinci Atak
Khouma
Babacar için Fiorentina ile pazarlık masasına oturan ancak İtalyan ekibinin
kiralama teklifine sıcak bakmaması nedeniyle sıkıntı yaşayan Beşiktaş,
Senegalli golcü konusunda ikinci kez nabız yokladı. Fiorentina’ya Babacar için
yeni bir teklif sunan ve İtalyan ekibini ikna etmeye çalışan siyah-beyazlı
yönetim, Fransız golcü Gignac için başlatılan temaslarını da yoğunlaştırdı.
Aboubakar dosyasını tamamen kapattığı ortaya çıkan Beşiktaş, Babacar için
Fiorentina ile anlaşamazsa Gignac’ı kiralamak için düğmeye basacak. UEFA Temyiz
Kurulu’nda yapılan savunmanın ardından Milano’ya geçerek Babacar için
Fiorentina ile görüşmelere devam eden Başkan Fikret Orman, golcü transferinde
bütçeyi zorlamak istemiyor. Siyah-beyazlılar mali disiplin nedeniyle
Aboubakar’dan da vazgeçti. Teknik Direktör Şenol Güneş’in ısrarla isteği golcü
transferini İspanya kampına yetiştirmek için yoğun çaba harcayan
siyah-beyazlıların bir hafta içinde bu problemi çözmesi bekleniyor. Bu arada
Beşiktaşlı bazı yöneticilerin, Babacar transferine mesafeli yaklaştıkları ifade
edildi. Siyahbeyazlıların, Senegalli golcüye, Aboubakar’ın boşluğunu doldurması
konusunda şüpheli baktıkları savunuldu.
'Rezaleti Gördüm’
Galatasaray’ın
Östersunds ile oynadığı maçı izlemek için İsveç’e gelen Başkan Dursun Özbek, 90
dakikanın sonunda büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Özbek, İstanbul’a dönüş
yolunda Teknik Direktör Igor Tudor’u yanına çağırıp yenilginin nedenlerini
sordu. Başkan’ın “Hocam sahadaki rezaleti gördüm. Hangi sebep olursa olsun
Galatasaray bu köy takımına böyle yenilemez” ifadelerini kullanarak sitemini
ilettiği öğrenildi. Tudor’un ise buna karşılık olarak, “Fizik bakımından iyi
durumda, kendi ligini yarılamış bir takıma karşı, alışık olmadığımız bir zemin
(suni çim) ve hava şartlarında mücadele ettik. Zorlanacağımızı biliyordum ama
bu kadarını ben de beklemiyordum” yanıtını verdiği belirlendi. Başkan Özbek’in
Tudor’un bu sözleri üzerine, “Turu geçemezsek bunun faturası çok ağır olur.
Sezon başı bu kadar tartışılmak bize yeni sezonu da kaybettirir. Taraftar
kombine almaz. Takıma güvenmez, destek vermez. Önemli transfer yaptık. 3
kaliteli futbolcu aldık. 4-5 tane daha bu düzeyde futbolcu alacağız. Herşey
başlamadan bitmesin” karşılığını verdiği belirtildi. Tur için Başkan’a söz
veren Tudor’un, “İstanbul’da herşey çok farklı olacak. Belhanda da sahada
olacak. Bu turu geçeceğiz. Galatasaray’a yakışan futbolu evimizde
oynayacağımızdan şüpheniz olmasın. Bu rezaleti unutturacağız” dediği
kaydedildi.
Milliyet
Yolumuz Açık
Başakşehir’in
rakibi Club Brugge, değişim sürecinde olan bir takım. Teknik Direktör Michel
Preud’Homme 4 yıllık macerasını noktalayarak takımdan ayrıldı. Belçika ekibinin
yeni hocası Ivan Leko 39 yaşında ve tecrübesiz bir isim. Özellikle A takım
hocalığı konusunda. Bir önceki sezon PAOK’ta yardımcı antrenörlük yapan Hırvat
teknik adam, genç ve dinamik bir ekip kurma arayışına girdi.
Lacivert-siyahlılar şu ana kadar yedi yeni transfer yaptı. Fransız forvet
Jeremy Perbet dışındaki isimlerin hepsi genç ve 20 yaş civarlarında.
Belçika’nın en genç teknik direktörü olan Leko’nun uzun yıllardır oturmuş takım
düzenini değiştirirken, bu geçiş sürecini nasıl atlatacağı ve oluşturmak
istediği dinamik-hızlı oynayan ekibi yaratıp yaratamayacağı merak konusu oldu.
Milliyet
Özgüven Tahribatı Var
Fenerbahçe
Teknik Direktörü Aykut Kocaman, İsviçre kampında birçok konuda önemli
açıklamalarda bulundu. Yayıncı kuruluş beIN Sports’a konuşan deneyimli
çalıştırıcı takımdaki en büyük problemin özgüven kaybı olduğunu ifade etti.
İşte Kocaman’ın sözleri: Geçen sezondan bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor.
Bazı değerlerin kırıldığı bir sezondu. Böyle bir sezonun ardından Sporting
Lizbon, Marsilya, Bilbao ve Monaco gibi takımlarla hazırlık maçlarına
çıkıyoruz. Bunun bir riski de vardı. Ama sonuç kaygısı yaşamadan gerçeklerimizi
de görmemiz gerekiyordu. Buraya bireysel olarak geldim. Çevirebilirsek ne ala?
Bütün çalışmayı göstereceğiz. Yapamazsak affedersiniz diyeceğiz. Ne olması
gerekiyor, neleri yapmamız gerekiyor bunu soracağız. Geçen sene çok bire bir
oynayan bir takım vardı. Şimdi daha kombine oyun oynayacağız. Kolay olmayacak,
mutlaka zamana ihtiyacımız var. Olduğu zaman çok daha iyi olacak işler. Bizim
oyunu daha ön tarafa yıkmamız gerekiyor. Benim hem kendi oyun anlayışım, hem de
Fenerbahçe mantığım bunu gerektiriyor. Doğrudan kazanmaya giden yolları
araştırmaya çalışacağız. Takımda gördüğüm en büyük eksiklik özgüven. Bu özgüven
tahribatını çevirmemiz lazım. Bu oyuncuların hepsi, başarı yaşadığı için buraya
geldi. Ben ayrıldığımdaki son Fenerbahçe kadrosu gibi rakiplerini ezen, yıkan
bir kadro kurmamız lazım. Bunun için de özgüven gerekiyor. Fenerbahçe’deki son
senemde çok kuvvetli bir kadro vardı. Herkes birbirine yardım ediyordu. Ben
takımdaşlığa çok inanırım. Bu kadrodan da bunu bekliyorum. Herkesin birbirine
saygı duymasını bekliyorum. Herkes birbirine saygı duyarsa, yardım ederse,
takım bütünleşir ve bireyselleşmeden uzaklaşır.
Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme